KERBELÂ
Ahmet ARSLAN arslanahmet52@hotmail.com
Muhammed Mustafâ gibi,
Hakk’a bağlı dilin var mı?
Aliyyü’l-Murtazâ gibi,
Hakikat bir yolun var mı?
Allâh’ın dînine tâbî,
«Nebî» yanında sahâbî,
Adâlette «Ömer» gibi;
Şaşmayan bir elin var mı?
Olmadık iş geldi başa,
«Müslüman» boğuldu yaşa,
Alevî, Sünnî kardeşe;
Sunacak bir balın var mı?
On Muharrem… Hüzün ayı,
Yanmışların acı payı!
İnsanlara Kerbelâ’yı;
Unutturan gülün var mı?
«Kırıldılar», bu oyunda,
«Ehl-i beytler» de sonunda.
«Hüseyin» gibi boynunda;
Şehid kanı, «al»ın var mı?
Mâl etme bu «kanı» dîne!
Göm bu zalimliği düne!
İmam Hasan, Hüseyin’e;
Uzanan bir dalın var mı?
Arslan Ahmet; tüm zamanda,
Zamandaki o bir anda,
Kerbelâ denen ummanda;
Yüzdürecek salın var mı?