BİR ACAYİP DÜNYA!..
Servet YÜKSEL servety@t-online.de
Bir acayip dünya, bir garip zaman,
Anladım ki, gördüğümüz düş değil…
Bu şeytânî oyunlardan el aman,
İnsanın değeri bir kuruş değil…
Vicdanı sızlamaz, kızarmaz yüzü,
Biberin içinde kiremit tozu,
Sucukta, salamda eşeğin özü;
Yanan, dönen; kebap değil, şiş değil…
Aldatan aldandı, gafiller bilmez,
Sözün kıymetini câhiller bilmez,
Niye memleketten belâ eksilmez?
Ah, doğruluk ele geçmez kuş değil…
Güya şehirlerden dağa kaçıyor,
Pınarın başında «cola» içiyor,
Bir nevzuhur kültür, naylon saçıyor;
Yüz sene çürümez, kara taş değil…
Meyve sularımız «doğala özdeş»,
Bu tombul üzümler; «Şili’den kardeş!»
Kolayına kaçma, nefsinle güreş!
Tükettiğin abur cubur, aş değil…
Pabucu atılmaz, aklı alığın,
Boya süzgecini bayat balığın,
Ölümü unutan kalabalığın;
Kimi kandırdığı sırrı, fâş değil…
Sevgi bulamazsın hazır çorbada,
Duygusuz telefon, yeni urbada,
Gönüllerde asıl tûfan, arbede;
Sokaklar serseri, başıboş değil…
Aynı yağda, sosta pişen bir nesil,
Erkenden kıllanan, şişen bir nesil,
Annesinden ayrı düşen bir nesil;
Çocukları ihmal etmek iş değil…
Nifak tohumları, genini bozdu,
Estetik yalanı, tenini bozdu,
Hayâsız terziler, yenini bozdu;
Çalınan kimliğin, bir kumaş değil…
Sen çanak tutarsan, arsızlık azar,
O bâtıl hayatlar, ekrandan sızar,
Tarih, hakkımızda hükmünü yazar;
Sanma olup biten, bir savaş değil…
Şekerden zehire, kokması tuzun,
Yuttuğun hapların raf ömrü uzun,
Ben de şiir yazdım üstüne buzun;
Niçin üşüyorsun, mevsim kış değil…
Kötüyü dost, zinâyı aşk sandılar,
Parayı put edip, güce kandılar,
Gözyaşına, kana ekmek bandılar;
Canlı cenâzeye gülmek hoş değil…
Derdimiz, tasamız evde erirdi,
Hâllerimiz şükre, sabra varırdı,
Dedeler nasihat, öğüt verirdi;
Ninem kadar kimse güngörmüş değil…
Bu düzenin insâfı yok bilesin!
Boynunda ilmeği, modern kölesin,
Geç olmadan Hak’tan yana gelesin;
Cellâdına koşmak, kurtuluş değil…