BİR DAĞIN SÜKÛTU
Ali AĞIR aliagir70@gmail.com
Başı dumanlı, nur saçlı, yüce dağ!
Bedeninde asırların izi var.
Münzevî yaşarsın, hâlin nice dağ,
Yüreğine kök salmış, kaç sızı var?
Bin çiçekten devşirdiğin ıtrını,
Yollar mısın arzın sahrâlarına?
Kaç yıldır gizlersin sevda sırrını,
Yağmur, devâ mıdır yaralarına?
Solgun yanağında bulut bûsesi,
Kuşluk vakti, sevindiğin anlar mı?
Gamzeni dolduran hüzün çisesi,
Saklı gözyaşların, çağlayanlar mı?
Islanmış zülfünü tarayan rüzgâr,
Hicranın, şafakta ak kırağı mı?
Hiddetin çığ, kırgınlığın derin yar,
Umudun, rengârenk gökkuşağı mı?
Eteğinde gezen yılkı sürüsü,
Bir dem dindirir mi yalnızlığını?
Yeryüzünün gökyüzüne köprüsü,
Yıldızlar işitir mi çığlığını?
Yalın ayaklarla şemsin ardında,
Her şey uykudayken sen yürür müsün?
Bilinmez diyarda, ankā yurdunda,
Geceleyin, mavi düş görür müsün?
Yaz biter, güz gelir, mevsimler geçer,
Sislenir mi hâtıralar yığının?
Göçmen kuşlar sonsuz âleme göçer,
Ukbâda söner mi hasret yangının?