SÜRGÜN

M. Faik GÜNGÖR m.f.g.023@hotmail.com

 

 

Kaderin yazdığı, başım üstüne,

Ne şikâyetim var, ne de kırgınım.

İntizârım yarım değil bütüne,

Af dilemediğim, âna dargınım.

 

İşaret buyruldu, yol aldım sessiz,

Dağıldı etrafım, kaldım kimsesiz.

Dağ kadar yokuşu, hâlsiz, nefessiz,

Süründüm çıkmaya, düştüm yorgunum.

 

Gâhı kanatlandım, yürüdüm gâhı,

Buz tuttum tandırda, eridim gâhı,

Bir sözle yeşerdim, çürüdüm gâhı;

Bıçak sırtı doğdu, battı her günüm.

 

Sakince sükûta, dokununca el,

Kalktı ârifanla , aramda engel.

Saatler geceye, dönmeden evvel,

Çağladım denize, doldum durgunum.

 

Diz çökmedim acı geçmişe, düne,

Sevinmedim mâsivâlık düğüne,

Hesabım, kitabım gelecek güne;

Ukbâdaki güzelliğe vurgunum.

 

Vahyin aydınlığı Hirâ’dan Çin’e,

Mezceder canları alır içine.

Karanlıkta kalmış, yanımla yine,

İçi boş heybemle, geldim gerginim.

 

Sonbaharı sevdim kışı, yazı da,

Bolluğa şükrettim, öptüm azı da.

Kendimi okudum, gelen yazıda,

Anladım ki bu fânîde sürgünüm.

 

Elazığ