HÜVE’L-BÂKÎ
CELİL (Halil GÖKKAYA) halilgokkaya@gmail.com
-Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI’ya-
Bu gidiş nereye Mustafa Abi?
Yolcular, hancılar, kervanlar fânî…
Gaflet kuyusunun görünmez dibi,
Kovalar, kafesler, kovanlar fânî…
İnsanlık nasılsa nefse gedâdır,
Bu ömür, nicedir neye fedâdır?
Kalanlar kubbede bir hoş sedâdır,
Koltuklar, makamlar, sultanlar fânî…
Yapraklar yeşerir, çiçekler açar,
Hasadı bekleyen tohumlar saçar,
Zamanın kumları bir «Hay’da» geçer;
Takvimler, saatler, zamanlar fânî…
Kapitalin çarklarında uyandık,
Modacının kapısına dayandık,
Lüküs hayat boyasıyla boyandık;
Vitrinler, tezgâhlar, dükkânlar fânî…
Mahşere, mîzâna îmânın varsa,
Namazlar, zekâtlar, hac sana yârsa,
Kur’ân’a, Sünnet’e götürmüyorsa;
Şiirler, masallar, romanlar fânî…
Fâiz bizi haramlara sarmaz mı?
Bu debdebe, bir dehlize varmaz mı?
Âhiretin penceresi sormaz mı?
Yalılar, saraylar, limanlar fânî…
Kazık çakmak istiyorsun dünyaya,
Celil, sazan gibi düşme oltaya,
Bâkî olanlarla çalınır maya;
Sıfatlar, rütbeler, unvanlar fânî…