ŞANLI MEVLÂNÂ

SÜKÛTÎ (Hızır İrfan ÖNDER) onderirfan@gmail.com

 

Muvahhid bir fakih; Hâdim-i İslâm,
Mutasavvıf, şair; şanlı Mevlânâ.
Duyulmadı ondan beyhûde kelâm,
Mutasavvıf, şair; şanlı Mevlânâ.

Kur’ân’ı, Rasûl’ü rehber edindi,
Allâh’a kulluğu şiâr edindi,
İhlâsı kendine mîyâr edindi;
Mutasavvıf, şair; şanlı Mevlânâ.

Kalbi mutmaindi Allah aşkıyla,
İbâdet ederdi hep lâyıkıyla,
Yandı, şeb-i arûs iştiyakıyla;
Mutasavvıf, şair; şanlı Mevlânâ.

Mevlânâ’nın yolu, Kur’ân’ın yolu,
Dağarcığı hikmet, mârifet dolu,
Allâh’ı yâd etti daima dili;
Mutasavvıf, şair; şanlı Mevlânâ.

Şems-i Tebrîzî’yle yeniden doğdu,
Öyle bir işrak ki zulmeti boğdu!
Hakikat şemsinden ışık, nur ağdı,
Mutasavvıf, şair; şanlı Mevlânâ.

Aşk yolunda aldı doğru işaret,
Hak’tan başkasına etmedi hicret,
Verdiği her nefes, kokardı hasret;
Mutasavvıf, şair; şanlı Mevlânâ.

Her türlü nimeti Allah’tan bilir,
Allah dilerse, kul dileyebilir,
Derdi ki inkârdır riyâ ve kibir!
Mutasavvıf, şair; şanlı Mevlânâ.

Formda çeşitlilik, anlamda birlik,
Mutlu olmak için elzemdir dirlik,
Hayatı görmedi şenlik, seyirlik…
Mutasavvıf, şair; şanlı Mevlânâ.

İzzet sahibiydi, takvâ sahibi,
Sürekli kollardı yetim, garibi,
Alıp gitti herkes gibi nasibi;
Mutasavvıf, şair; şanlı Mevlânâ.