YÜZLEŞMEYE HAZIR MIYIZ?

Prof. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com

 

BİR HADİS:

عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللّٰهِ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ
قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ :

« يَا أَيُّهَا النَّاسُ ! تُوبُوا إِلَى اللّٰهِ قَبْلَ أَنْ تَمُوتُوا ، وَبَادِرُوا بِالْأَعْمَالِ الصَّالِحَةِ قَبْلَ أَنْ تُشْغَلُوا ،

 وَصِلُوا الَّذ۪ي بَيْنَكُمْ وَبَيْنَ رَبِّكُمْ بِكَثْرَةِ ذِكْرِكُمْ لَهُ ، وَكَثْرَةِ الصَّدَقَةِ فِي السّرِّ وَالْعَلَانِيَةِ »

 

Câbir bin Abdullah -radıyallâhu anh-’ten rivâyet edildiğine göre Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:

 

“Ey insanlar! Ölmeden önce Allah -azze ve celle-’ye tevbe ediniz, sâlih ameller işlemede acele ediniz, Rabbinizi çok anmak ile ve gizli açık çokça sadaka vererek Rabbinizle aranızdaki bağı güçlendiriniz.”
(Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 171) 

 

BİR MESAJ: 

“Ey mü’min kardeşim! Ömür sermayeni iyi kullan!”

 

 

“Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin, büyük hesap günü için kendinizi hazırlayın! Çünkü kıyâmet gününde hesap, ancak dünyada iken kendisini hesaba çekenler için kolay olacaktır.” (Ömer bin Hattâb -radıyallâhu anh-)

 

Her geçen gün, ömür ağacımızdan bir yaprak hazan olup düşüyor. Ömür sermayemiz her gün azar azar eksiliyor. Zaman su gibi süratle akıp gidiyor. Ölüm bize doğru biz de ölüme doğru her gün yol alıyoruz. Bir gün olup kavuşma gerçekleşecek ve kendimizi Rabbimiz’in huzûrunda buluvereceğiz.

 

Acaba yüzleşmeye hazır mıyız? 

 

Rabbimiz’in bize lutfettiği bir defalık ömrü nasıl geçirdik? 

 

O’nun rızâsı doğrultusunda mı geçirdik yoksa koskocaman bir ömrü hebâ mı ettik?

 

Kur’ân’da ömrü hebâ eden kişilerin pişmanlıklarından haber verilir. Onlardan birinde şöyle buyurulur: 

 

“Nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında; 

 

«–Rabbim! Beni geri gönder; tâ ki boşa geçirdiğim dünyada sâlih ameller işleyeyim.» der…”
(el-Mü’minûn, 23/ 99-100)

 

Ölüm gelip kapımızı çaldığında; insan, artık Rabbiyle baş başa kalacak. Vakit yaşadığı hayatın hesabını verme vaktidir…

 

İşte o zaman insan hayatın ne kadar da kısa olduğunu anlayacak ama artık çok geç…

 

Artık o anda pişmanlığın faydası olmayacak. Artık; «Rabbim beni dünyaya gönder de Sana kulluk edeyim.» demenin, feryâd-ı figān etmenin bir mânâsı kalmayacak! Artık çok geç. Bir defalık verilen ömrü, sen böyle geçirdin.

 

Dünya hayatındayken geçmez denilen o zaman geçip de ölüm geldiğinde; insanoğlu, zamanın ne kadar da hızlı geçtiğini ve tükendiğini anlayacak.

 

كَاَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُٓوا اِلَّا عَشِيَّةً اَوْ ضُحٰيهَا

 

“Kıyâmet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.” (en-Nâziât, 79/46)

 

O yüzden bu endişeleri yaşamamak için; bu can bu bedenden gitmeden, önceden öte âleme hazırlıklı olmak gerek…

 

Rabbimiz Haşr Sûresi’nin 18. âyet-i kerîmesinde şöyle buyurmaktadır: 

 

“Ey îmân edenler! Allâh’a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için önceden ne göndermiş olduğuna bir baksın! Evet, Allâh’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” 

 

Hazret-i Ömer bir defasında etrafındaki insanlara şöyle seslenmişti:

 

“Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin, büyük hesap günü için kendinizi hazırlayın! Çünkü kıyâmet gününde hesap, ancak dünyada iken kendisini hesaba çekenler için kolay olacaktır.”

 

Rasûl-i Ekrem Efendimiz de şöyle buyurmaktadır: 

 

“Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için hazırlık yapandır. Zavallı kişi ise nefsinin arzu ve isteklerine uyan ve buna rağmen hâlâ Allah’tan iyilik temennî edendir.” (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 25)

 

Demek ki aklımızı iyi kullanarak; daha dünyadayken kendimizi hesaba çekmek gerek, muhasebe yapmak gerek.

 

Her geçen günün sonunda bir muhasebe yapmak…

 

Yeni giren yılda, geçmişte kalan koskocaman bir yılın muhasebesini yapmak…

 

Serlevha hadîs-i şerîfimizde sevgili Peygamberimiz; ölmeden önce Allah Teâlâ’ya tövbe edip, sâlih ameller işlemede acele etmemizi beyan buyurmuşlardır. Çünkü ölüm var. Çünkü hayat çok hızlı geçiyor…

 

Onun için mü’min; âhirete hazırlıklı olmalı, her an yaşadığı hayatın muhasebesini yapmalıdır. 

 

Yaşadığımız hayatın muhasebesini yapmamızı sağlayan en mühim şeylerden biri de ölümü düşünmektir. Tefekkür-i mevt diyoruz buna…

 

Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır: 

 

“Bütün lezzetleri kökünden yok eden ölümü çokça anın!” (Tirmizî, Zühd, 4) 

 

Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir gün ashâbına; 

 

“Ölüp de pişmanlık duymayacak hiçbir kimse yoktur.” buyurdular. Sonrasında da şöyle devam ettiler:

 

“Sâlih bir kişi ise, bu hâlini daha fazla artırmamış olduğuna pişman olacaktır. Kötülük eden bir kişi ise, o kötülükten vazgeçmemiş olduğuna pişman olacaktır.” (Tirmizî, Zühd, 59)

 

Bir hadîs-i şerifte de şöyle buyurulmaktadır: 

 

“Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bilin; 

 

•Ölüm gelmeden önce hayatın, 

 

•Hastalık gelmeden önce sağlığın, 

 

•Meşguliyet gelmeden önce boş vaktin, 

 

•İhtiyarlık gelmeden önce gençliğin, 

 

•Fakirlik gelmeden önce zenginliğin.” (Buhârî, Rikāk, 3)

 

Feridüddîn Attâr -rahmetullâhi aleyh- de şöyle der: 

 

Elden gittikten sonra dört şey geri döndürülemez:

 

1. Ansızın ağızdan çıkan bir söz,

 

2. Yaydan fırlayan bir ok,

 

3. Meydana gelmiş bir kaza ve

 

4. Boşuna harcanan bir ömür.

 

Evet, öyleyse Rabbimiz’in vermiş olduğu ömrün fânî olduğunu ve zamanımızın çok kısıtlı olduğunu aklımızdan çıkarmayarak vaktimizin kıymetini bilelim. Dünya ve âhiretimize faydası olmayan boş ve mânâsız işlerin peşinde zamanımızı harcamayalım. Zamanın kıymetini bilelim.

 

Bakınız sevgili Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ne buyuruyor: 

 

“İki nimet vardır ki insanların çoğu (onları değerlendirme hususunda) aldanmıştır: 

 

•Sağlık ve 

 

•Boş zaman.” (Buhârî, Rikāk, 1)

 

Unutmamalıyız ki; bir gün ölüm gelecek bu ömür bitecek…

 

Yine unutmamalıyız ki; bir gün olup yaptıklarımızla ve yapamadıklarımızla Rabbimiz’in huzûruna çıkacağız. 

 

İşte bu bakımdan, pişman olmamak için, bir defalık bir hak olarak verilen bu ömür sermayesini, elimizden geldiği kadar en güzel şekilde geçirmemiz gerekiyor…

 

Rabbimiz; cümlemizi ömür sermayesinin kıymetini bilen ve onu sâlih amellerle tezyîn eden sâlih kullarından eylesin!

 

Âmîn!..