TEVHÎD

Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com

 

 

Kur’ân Kelimeleri Ansiklopedisi Projesi Koordinatörü
Prof. Dr. Şehmus DEMİR ve ekibine…-

 

Allah ki her dem âlemi hikmetle vâr eder,

Her vâr edişte bir yücelik âşikâr eder.

Her lahza kudretiyle verir başka hâl ona,

Bâzan hazân eder onu bâzan bahâr eder.

Güllerle renk renk kılar amma gülşeni,

Her goncanın yanında birer sinsi hâr eder.

Handân eder açan gülü gülşende şevk ile,

Mecnun misâli bülbülü üstünde zâr eder.

Mevsim bitince gülde de koymaz o revnakı,

Bir gün şimâli estirerek târumâr eder.

Bir bir yolup ağaçları zülfünden ayrı kor,

Örtüp bir ak libâs ile âfâkı târ eder.

Mevsim boyunca dondurarak buz eder suyu,

Lâkin dönüp çözer yine, hattâ buhâr eder.

Yağmur suyuyla yüklü buluttan çıkartır od,

Taptâze bir ağaçtan alevler nisâr eder.

Bir habbe içre saklayıp onlarca habbeyi,

Bir körpecik fidânı büyük bir çınâr eder.

Besler hep aynı gün, su ve toprakla hepsini,

Lâkin çeşit çeşit üzüm, armut ve nar eder.

Bir damladan yarattığı bîçâre âdeme,

Zindan misâli rahmi bir engin hisâr eder.

İdrâk, akıl, irâde ve hislerle süsleyip,

Bir çiğnem et iken onu anlar-duyar eder.

Ömrünce halkı kendine çekmiş zekâları,

Âhir deminde bir bunamış ihtiyâr eder.

Keskin bakışlı gözlere bin perde indirir,

Çok tiz olan kulakları bir taş duvâr eder.

Taştan sular çıkarmaya kādir yiğitlerin,

Hem rûh, hem de cismini sırtında bâr eder.

Bâzan çalışma aşkı verip gönlü coşturur,

Bâzan o aşkı söndürerek bî-karâr eder.

Ömrünce îtibârına mağrûr olanları,

Bir sözleriyle sürçtürüp hâkisâr eder.

Şahsın açıp ferahlatır isterse sadrını,

İsterse bol iken ona dünyâyı dar eder.

Halkın velî dedikleri birçok zavallıyı,

Âhir deminde saptırıp İblîs’e yâr eder.

Dilberlerin çalım yeri olmuş bu âlemi,

Onlar için açılmış olan bir mezâr eder.

Düşmez denen melikleri yeksân eder yere,

Beklenmedik kişîleri İsfendiyâr eder.

Bir bahtiyârı bahtsız eyler dilerse O,

En bahtsız kişîyi fakat bahtiyâr eder.

Zilletle inleyenleri izzetle şâd edip,

İzzetle yükselenleri zilletle hâr eder.

Bir imtihan vesîlesidir cümle işleri,

Dünyâyı derd ü mihneti çok bir diyâr eder.

Kurtulmaz enbiyâsı dahî derde düşmeden,

Mihnet okuyla her kulu mutlak şikâr eder.

Kardeşleriyle uğratarak gadre Yûsuf’u,

Ya‘kûb’un ağlayan gözünü bir pınar eder.

Allâh eder bu işleri, Allâh eder bütün,

Kendinde güç bulup deme; “Kul ihtiyâr eder!”

Bir lahza Allah olmasa hâşâ huzûrdan,

Kullar ne ihtiyâr, ne bir özge kâr eder!

Lâkin “mukadderât” deyip geçme sen yine,

Her ferdi lâyığıyla Hudâ hissedâr eder.

Ma‘lûmumuz değil neler eyler neler daha,

Zannetme sâde bunlara iş inhisâr eder.

Hârun mühim olan kişi hep Hakk’ı zikredip,

İbret gözüyle bakmayı dâim şiâr eder.

Maksûdu sâde lutf-i ilâhî olur onun,

Noksânın i‘tirâf ile Rabbinden âr eder.

Mevlâ, umar ki affına şâyan bulup onu,

Mahmûd u Mustafâ’ya dahî hem-civâr eder.