KALEMİN GÖZYAŞI
Kemal AKGÜL kemalakgul1903@gmail.com
Yaşlı bir adama rastladım yolda,
Baktım, omuzları çöktükçe çökmüş.
Bir elinde baston, bir eli belde,
Zâlim yıllar onu, büktükçe bükmüş.
Buruşuklar mesken kurmuş yüzüne,
Bir; «Of!» çekti öyle girdi sözüne,
«Güvenme bak!» dedi; «Yaza, güzüne…»
Mevsimler üstünden aktıkça akmış.
«Gençliğim bahardı şimdi kıştayım,
Tam bilmem ya doksan küsur yaştayım.»
Dedi: «Ayağımın biri boştayım.»
Dünyanın kahrını çektikçe çekmiş.
Sesi titrek; sanırsın ki felçliydi,
Tumlu gözler bir o kadar içliydi,
Herkes masum sadece o suçluydu;
Belli ki kafaya taktıkça takmış.
Onca yaşamış, bir güne geçmemiş,
Mülk toplamış, kendi yiyip içmemiş,
«Bu haram, bu helâl…» diye seçmemiş;
Pişmanlık bağrını yaktıkça yakmış.
Koca ömür böyle kalmış geride,
Evlâtlar, torunlar hani nerede?
Bayram gelir geçer, gelmez biri de;
Gözü yollarına baktıkça bakmış.
Akgül der ki: «Âlem içre âlemim,
İbretlik sahnedir, arttı elemim.»
Bunları duyunca dertli kalemim,
Elimde gözyaşı, döktükçe dökmüş.