ANADOLU

Dursun KARAGAN

 

 

Anadolu Âdem’in kabul olan tevbesi,

Anadolu Rahmân’ın bu millete hibesi.

 

Anadolu adıdır Nûh’un sefinesinin,

Anadolu mahzeni arzın definesinin.

 

Anadolu İbrahim-İsmail Anadolu,

Anadolu Cebrâil-Mîkâil Anadolu.

 

Anadolu Sûr ıssı İsrâfil Anadolu,

Anadolu can alan Azrâil Anadolu.

 

Anadolu Musa’nın elindeki asâsı,

Rabbinden getirdiği haberlerin levhası.

 

Anadolu İsa’nın can bahşeden nefesi,

Hem ol Rûhu’l-Kudüs’ün Meryem’e tezkeresi.

 

Rahmetenli’l-Âlemîn olan son Peygamber’in,

Vahyinin son kalesi o emsalsiz Rehber’in.

Hadi varsa gösterin arzda bir benzerini,

Cennet olmaya namzet ondan başka birini.

İstanbul bu mekânı dünyaya açan kapı,

Bu milletin elinde arza verilen tapu.

 

Yâd olmadan geçilmez, doğunun kalbi şehir,

Onun adı Erzurum, elbet etmeli teşhir.

 

Ulaşmalı Ağrı’ya, çıkanlar Edirne’den,

Hem Ordu’ya varmalı, Diyarbakır’dan giden.

 

Kızılırmak Nil’idir dolaşır boydan boya,

Etrafına cömertçe su verir doya doya.

 

Ağrı, Süphan, Erciyes, sanki bir kartal gibi,

Kollar Anadolu’ya gölge olur dal gibi.

 

Anadolu Alparslan, Melikşah Anadolu,

Bu millete açtığı bir miftah Anadolu.

 

Anadolu Murad’dır, Fatih’tir Anadolu,

Ol Rasûl’ün övdüğü fetihtir Anadolu.

 

Selim’dir, Süleyman’dır hem o Ulu Hakan’dır,

Mimarînin dehâsı hem o koca Sinan’dır.

 

Anadolu Emrah’tır, Mevlânâ’dır, Yûnus’tur,

Onun uğrunda ölmek, Mehmed için namustur.

 

Anadolu Bâkî’dir, Şeyh Gālib’dir, Itrî’dir,

Anadolu sevdası Mehmed için fıtrîdir.

 

Anadolu Mehmed’in hâtıra defteridir,

Her an düşmana karşı kazılmış siperidir.

 

Anadolu anadır bu milleti doğuran,

Beşiğinde beleyip teknesinde yoğuran.

 

Anadolu vücudun tıpkı başı gibidir,

Anadolu yüzüğün yâkut taşı gibidir.

 

Nice fitne ateşin hep bağrında söndürmüş,

Düşmanın hülyasını hüsrânına döndürmüş.

 

Ona destan yazanın kendisi destanlaşır,

Çünkü o sînesinde nice destanlar taşır.

 

Anadolu bir başka, bir başka Anadolu,

Anadolu’dan geçer dünyayı fethin yolu.

 

Bu övülmüş ordunun neferi sensin Mehmet!

O eski satvetinle; kalk ayağa, kıyâm et!