HİÇ DÜŞÜNDÜN MÜ?

M. Nihat MALKOÇ mnm61mnm@hotmail.com

 

 

Bâkî değiliz bu fânî dünyada,

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

Belki uykudayız, belki rüyada,

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

 

Bir gün solacaktır gözlerin feri,

Bu dünya kulların imtihan yeri,

Pişmanlık duysan da dönülmez geri;

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

 

Saçındaki aklar sana ne söyler?

Azrâil gelir de can talep eyler;

Muhasebe yapın, akledin beyler!

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

 

Doğumla ölümün arasındayız,

Helâlle haramın verâsındayız,

Ev sahibi değil, kirasındayız;

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

 

Dünya bir kışladır, insanlar erdir,

Sanma yaptıkların yanına kârdır,

Bu kara toprağın altı da vardır;

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

 

Ecel yay misâli, ölüm bir oktur,

Eyleme geçen az, konuşan çoktur,

«Korkunun ecele faydası yoktur.»

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

 

Vakti geldiğinde göçecek insan!

Ecel şerbetini içecek insan!

Ne ekerse onu biçecek insan!

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

 

Kul nasıl yaşarsa öyle ölürmüş,

Can tenden çıkınca ceset kalırmış,

Sen çağırmasan da ölüm gelirmiş;

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

 

Devran döner durur, defter dürülür,

Kimi sağdan kimi soldan verilir,

Eski yeni tüm ölüler dirilir;

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

 

Elbet bir gün mîzan kurulacaktır,

Ne aldın, ne verdin; sorulacaktır,

Kul sorgu sualden yorulacaktır;

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

 

Yediden yetmişe hesap incedir,

Sualler bir değil belki bincedir,

Dünya bir hâristan, insan goncadır;

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

 

İster baharı seç, istersen güzü…

İstersen yokuşu, istersen düzü…

Mühlet dolar, Mevlâ çağırır bizi;

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

 

Cehennem ateştir, ne kötü yerdir,

Sanıldığından da daha beterdir,

Bu bir hak ediştir, sanma kaderdir;

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

 

«Hayat» da, «ölüm» de iki hecedir,

Rahmetine sığın, Rabbim yücedir,

Bir tahayyül eyle, hesap nicedir;

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

 

Bir ömür, dünyalık için koşarsın,

Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarsın,

Sanki yeni duydun, niçin şaşarsın?

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

 

Yanında kim varsa karşında durur,

Aynalar her şeyi yüzüne vurur,

Çekilir tebessüm, çekilir sürur;

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

 

Kendin olmaya bak, boş ver; «Kim ne der?»

Bir gün İsrâfil’in borusu öter,

Önünde sonunda hikâye biter;

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

 

Gün gelir toplarız tarağı tası,

Paramparça olur gönül aynası,

Bir gün unutulur sürse de yası;

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?

 

Haberin olmadan vedâ eylersin,

Neyin var, neyin yok; fedâ eylersin,

Gözyaşı dökersin, nidâ eylersin;

Nasıl öleceğiz, hiç düşündün mü?