YETİŞTİRİCİ BİR SAMİMİYET

YAZAR : Fatih GARCAN fatihgarcan@hotmail.com Bir yaz sabahı, namaz sonrasıydı. İnce Hâfız lakaplı Hamza, dergâhın aşevindeki yerini almıştı. İnce Hâfız; her sabah, talebeler gelinceye kadar, aşevindeki çorba kazanının başına geçer, ustalara yardım ederdi. Kısa sürede aşçı Bilâl Ustanın vazgeçilmezi olmuştu. Günün ilk ışıklarıyla beraber fakir halka, işlerine giden insanlara çorba dağıtmak, İnce Hâfız için zevkli bir vazife olmuştu âdeta. Aynı […]

Continue reading »

VASFEDEMEM GÖNÜL SENİ

YAZAR : Muhammed Taha NOM tahanom@hotmail.com Sözlükte; insanın mânevî varlığının ifadesi, duygu ve inançlarının kaynağı mânâsına gelen «gönül» kelimesi birçok dilde karşılığı bulunmamasına mukabil, edebiyatımızda özellikle de tasavvufa ait eserlerde çok geniş bir yer tutmuş; İslâm inancının insan gönlünü mukaddes kabul etmesi, âdeta bir gönül edebiyatının doğması neticesini vermiştir. Batı dünyasının mistisizminin çok ötesinde bulunan İslâm tasavvufu; insanı, hümanizmin dar […]

Continue reading »

CEHÂLETTEN HAKİKATE…

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Şu yeryüzünde; Cehâletin tezâhürleri ne kadar ıstıraplı ise, hakikatin tecellîleri de o nisbette huzurlu ve feyizli. Cehâlet ne kadar karanlık ise, hakikat o kadar aydın ve parıl parıl. Gece ne kadar baskınsa, dolunay o kadar revnak ve ışıl ışıl. Cehâlet ne kadar mikrop doluysa, hakikat o kadar şifâ ile lebâleb. Cehâlet ne kadar […]

Continue reading »

SEN HÂFIZSIN DEĞİL Mİ?

YAZAR : Fatih GARCAN fatihgarcan@hotmail.com Bayram yakındı. Bilet almak için hocalarından izin aldı. Heyecanla bekliyordu bu izni. Aylar var ki görmemişti, ailesini, memleketini… Şu bayramlar da olmasa memlekete gidip gelmek, hayal olacaktı… Bayram dönemlerinde önceden bilet alınmazsa trende yer bulmak mümkün olmazdı. Cebindeki parasına baktı. Tren ve gara gidip gelmek için ucu ucuna yetecek kadardı. Otobüs durağına vardı ve iki […]

Continue reading »

Vuslat Bayramı İçin VAKİT VARKEN!

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Son ânına şahit olduğum iki kişiyi hiç unutamıyorum. Biri; Eldeki vakti ziyanla geçirmiş, nefeslerinin bittiği yerde; «eyvah» dolu çaresiz bakışlarla çırpınıyordu. Gözleri büyümüş, dili tutulmuş, gırtlağı hırıltılarla dolmuştu. Her hâliyle pişmanlığın pençesinde; «Âh bir geri dönebilsem!» feryâdı idi âdeta son nefesi. O anda fark ettiklerini yapacak vakti ne yazık ki yoktu. Ama yapabilmek […]

Continue reading »

KITLIK VAR FAKAT AÇLIK YOK!..

YAZAR : Fatih GARCAN fatihgarcan@hotmail.com Gözü enkazlar arasına gerilen pankarta takıldı: “YEŞİL ŞEHRİMİZ, YENİ İLİMİZ…” Yıllarca uğraşın ardından bu yemyeşil şehir, yeni bir il olmuştu. Bu cennet köşesine il olmak, çok acı iki deprem sonrasında nasip oldu. Hüseyin, ibretle şehir stadının yolunu tuttu. Elindeki boş kapları, az sonra statta dağıtılan iftarlıkla dolduracaktı; ama gönüllerdeki ihtiyaca kim cevap verecekti? Kurtulanlara; “Allah […]

Continue reading »

Din, Kitap, Sünnet ve Vatan SANA EMÂNET

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Gecenin ağırlığı bastırdı. Kervan bekçisi uyudu. O ânı kollayan bir hırsız geldi, kervanı soydu. Yakalanmamak için çaldıklarını da uygun bir yere gömdü. Sabah olduğunda kervandakiler uyandı. Baktılar ki; malları, eşyaları, gümüşleri, altınları, hattâ develeri, neleri varsa çalınmış. Hemen bekçinin yakasına yapıştılar: –Ey kervan bekçisi! Eşyalarımız ne oldu? Pılımız pırtımız nereye gitti? Bekçi kekeledi: –Hiç beklenmedik […]

Continue reading »

BİR GÖNÜL HUZURU…

Fatih GARCAN fatihgarcan@hotmail.com Seher vaktiydi. Her zamanki gibi bahçedeki emektar tulumbadan abdestini aldı. Vakitlice caminin yolunu tuttu. Küplüce, tipik bir Karadeniz köyüydü. Herkesin evi, köye en yakın tarlasının yanında idi. Yaşar’ın evi köye en uzak ev olduğu için, o epeyce erken yol alıyordu. Küplüce köyünün çok hoş bir âdeti vardı. Köyün erkekleri, sabah namazını camide kılmadan ve Halil Hocanın dillere […]

Continue reading »

Gerçek Diploma, VUSLAT DİPLOMASI

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com 15 yaşındaydı. Arkadaşlarıyla kaydırak oynuyordu. Bir hayli oyuna dalmış olsa da yol kenarında kendilerine bakan üç yabancıyı fark etti. Hayli yaşlıydılar. Hâlleri, ulemâdan oldukları intibâını veriyordu. Edeple yanlarına yaklaştı. İçlerinden biri sordu: –Evlâdım, Muhyiddîn-i Arabî Hazretleri’nin evini biliyor musun? –Biliyorum efendim. Yolu, muhataplarının anlayacağı bir şekilde güzelce tarif etti. Sonra kendisi de en kestirme yoldan […]

Continue reading »

KAN-TER İÇİNDE BİR KARNE…

Fatih GARCAN fatihgarcan@hotmail.com –Âkif! Ne boş boş oturuyorsun? Kalk bir işe yara! Etrafı düzelt, hortumları topla… –Ders çalışıyorum Turgay Ağabey. Ömer Ağabeyden ders çalışmak için müsaade aldım. –Aman allâme olacaksın sanki! Her şeye de bir cevabın var. Zaten yükü ben çekeyim, sen bahşişleri cukkala… Sana yüz verende suç… Ne hâlin varsa gör… Âkif, çıkma araç koltuğuna bir külçe misali gömüldü. […]

Continue reading »
1 25 26 27 28 29 59