Asıl Fetih, Gönüllerin Fethidir. GÖNÜL FATİHLERİ

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Tâif’te Hazret-i Peygamber’i taşladılar. O mübârek gönül, incinmedi. Geriye bir tane bile taş atmadı. Çünkü O’nun hedefi; muhataplarının tozu-toprağı değildi. O’nun hedefi, gönüldü. Bir gönül kazanmaktı. Hiç olmazsa tek bir gönlü fethedebilmek. Öyle yaptı. Kendisine taş atanlara bütün melekler mahzun olup da gazaba geldikleri an; O, yine rahmet deryasını coşturdu. Allah’tan hidâyet istedi. O gün; […]

Continue reading »

ÖMÜRLÜK KAZANÇ

Fatih GARCAN fatihgarcan@hotmail.com Bir ikindi sonrasıydı… Namaz bitmiş, cemaati ile musafaha etmiş ve odasına geçmişti. İçinde bir sıkıntı vardı. Fakat hemen temizlik hazırlıklarına başlamalıydı. Yarın Cumaydı. Her zamanki gibi akşamdan temizliği bitirmeliydi. Yoksa içi rahat etmezdi. Hazırlanırken telefon çaldı. İçindeki sıkıntı bir daha alevlendi. Arayan bir meslektaşıydı: –Selâmün aleyküm Muhsin Hocam, başımız sağ olsun. Seyfeddin Hocamız… rahmet-i Rahmân’a kavuştu… Cevabı […]

Continue reading »

Aşk Hastası Olanların DOST DERDİDİR DERMANLARI

Ayla AĞABEGÜM aylaagabegum@hotmail.com İstanbul’un fethi anlatılırken, Fatih Sultan Mehmed’in hocası Akşemseddin’den söz etmemek mümkün mü? Dinlerken gözyaşlarımızı tutamayız. Bir anda gözlerimizin önünde bir sahne canlanır. Fatih, hocası Akşemseddin’den duâ etmesini rica ediyor. Duâ bittikten sonra Akşemseddin, Fatih’e dönüyor; “Darda kaldığın her an; «Yâ Fakih Ahmed!» diyerek himmet talep eyle.” buyuruyor. Akşemseddin çadırdadır, şiddetli bir hücum başlar. Fatih heyecanlıdır, hocasının yanında […]

Continue reading »

Şiddete Çare: O’NUN REHBERLİĞİNDE BİR HAYAT…

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Merhamet, unutulmuştu. O geldi, gönüllerin en unutulmaz özelliği hâline getirdi. Şefkat, çorak bir çöle dönmüştü. O geldi, en verimli bir gülistana dönüştürdü. Adâlet, zulmün karanlıkları içinde kaybolmuştu. O geldi; hiçbir zulmette bile kaybolmayacak bir dolunay, batmayan bir güneş olarak parıldattı. Hak-hukuk, sadece kuvvetliye aitti. Zayıfların ve gariplerin dünyasında sadece ezilmek vardı. O geldi, en cılız […]

Continue reading »

Hicaz Hâtıraları-1 NEFİS, HİRA’YA ÇIKAR MI?

Turhan ATEŞCİ atesci_turhan@hotmail.com 1990-91 öğretim yılının ilk aylarıydı. Ankara’da Özel Muradiye Kız Okullarında yönetici olarak görev yapıyorum. Bir sabah, içimde tatlı bir bahar meltemiyle uyandım. Hârika bir rüya görmüştüm. Rüyamda uçuyordum. Daha güzeli, sonunda süzülerek indiğim yer Harem-i Şerif’ti, Kâbe’nin yanı başıydı. Bu açık bir işaret, hattâ davet diye düşündüm. Mukaddes yolculuk; her müslüman gibi benim de en büyük arzum, […]

Continue reading »

Hayat; kundak ile mezar arasında, med-cezirlerle dolu bir koridor… BİR DAKİKA…

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com “Efendim, bir dakikanızı rica edeceğim!” “Lütfen! Bir dakika!” “Sadece bir dakika!” Vaktin fazla olmadığı nazik anlarda, mühim meselelerin alâka dışı kalmaması için bu cümleler çok kullanılır. Bir de ikaz için; “Bir dakika kardeşim!” Ya da halk ağzıyla; «Hele bi dakka!» denir. Denir, çünkü; Bazen sadece «bir dakika»nın tesiri; nice günlerden, aylardan, hattâ yıllardan bile daha […]

Continue reading »

AĞACA MI, AYRIĞA MI?

Fatih GARCAN fatihgarcan@hotmail.com Sabahın ilk dakikalarında çıktılar yola. Dedesi için bu vakit çok önemliydi. O; özellikle her sabah, bu vakitte yola düşerdi. Eğer yaz ayları ise antika pikabına atlar; önce tarlaya gider, su vanalarını açardı. Sabah ezanları bitmeden de ilçenin merkez camisine yetişir namazını edâ ederdi. Ömer, her fırsatta dedesinin yanına gelirdi. Köyde dedesiyle vakit geçirmek, onun o mütevâzı toprak […]

Continue reading »

Kâmil Mü’minde; ZARÂFET, HASSÂSİYET, İNCE BİR RUH…

YAZAR : M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Kötülükler neyse. Bazen; Güzellikler bile istenen neticeye ulaşmaz. Dertli dertli konuşulur: ‒Bir de namaz kılıyor, şu yaptığına bak! ‒Zalim herifin teki, her tarafı iyilik olsa ne çıkar! ‒Yahu bilenler de böyle yaparsa, bilmeyenler ne yapsın? ‒Koskoca adam, hâlâ arsız çocuk gibi! ‒Doğru, fakat böyle mi söylenir? ‒O kadar mahareti var, yazık ki hâlden […]

Continue reading »

ÇİFTE DÜĞÜN

YAZAR : Hakkı ŞENER hakki_0111@hotmail.com Yorucu bir günün ardından, herkes evlerine çekilmiş yatmaya hazırlanıyordu. Evlerin ışıkları birer birer sönmeye başladı. Ayşe Hanım yorgun; yorgun olduğu kadar da heyecanlıydı. Nihayet yeğeni Yakup da dünyaevine giriyordu… Akşam; bayrak dikme cemiyeti için gelenlere yemek hazırlamış, ikram etmiş, sonra ortalığı toparlamış, bulaşıkları yıkamış, bir hayli yorulmuştu. Ayşe Hanım aşçıdır. Yaptığı yemekleri herkes severek yer. […]

Continue reading »

VASIFLI İNSAN, NASIL YETİŞİR?

YAZAR : Ayla AĞABEGÜM aylaagabegum@hotmail.com Özel bir lisede, İskender PALA’nın «Od» romanını okuyan öğrencilerle sohbet ettik. Aşkın odu, ciğerimi yaka geldi, yaka gider… Garip başım; bu sevdayı çeke geldi, çeke gider… diyen Yûnus’u; şiirli bir dille romanlaştıran İskender PALA’nın eserini çocuklar, dikkatle okumuştu. Duygularını anlatmalarını istedim. Önce konuşmaya çekindiler, sorularla rahatlamalarını sağlamaya çalıştım. Benim en beğendiğim bölüm: Taptuk Emre, Yûnus’a […]

Continue reading »
1 26 27 28 29 30 59