Şehirlerimizin Mânevî Atmosferi TARİHÎ CAMİLERİMİZ

Yard. Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com Mimarî, şehircilik ve medeniyetin gelişmesiyle ortaya çıkar. Bizim medeniyetimiz ilhamını İslâm’dan aldığı için şehirlerimizin merkezinde camiler yer alır. Cami ve minarenin yer almadığı şehirler, İslâm rûhundan yeterince nasiplenmemiş şehirlerdir. Bu sebeple ecdadımız, -üstad Yahya Kemal’in «Ezansız Semtler» başlıklı meşhur yazısında belirttiği gibi- bir yeri fethettiklerinde veya yeni bir şehir ya da mahalle kurduklarında orada […]

Continue reading »

Mahzun Gönüller, Muzdarip Yürekler, Çaresizler, Kimsesizler, Yalnızlar… SİZİNLE BAYRAM ETSİN!

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Gariplik niye var? Bayram niye? Mazlumluk, muhtaçlık, yetimlik ve kimsesizlik niye var? Bayram niye? Zulüm ve kan kokan bir dünyada; acıların, ıstırapların ve feryatların yükseldiği bir girdapta bayram mı olur? İncelmemiş akıllar, düz bir mantıkla «olmaz» diye haykırabilir. Ama, basîret ve hikmet sahibi iradeler, «bayram bir ihtiyaç» gerçeğine göre cevap verirler. Çünkü dünya imtihan harmanı. […]

Continue reading »

KİLİM Mİ ÇİLE Mİ?

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Son zamanlarda gençlerle aramda şöyle diyaloglar geçiyor: –Kim bu delikanlı tanıştır bakalım… –Kuzenim… –Amerika’dan mı geldi? –Yoo, Kayseri’den geldi! –Kayseri’den, Konya’dan kuzen gelmez; amcaoğlu gelir, halaoğlu gelir, dayıoğlu gelir, teyzeoğlu gelir. Delikanlılar; kuzen ile bu amcaoğlunun ne farkı olduğunu, bu ikisini ayırt etmenin ne önemi olduğunu idrak edemiyorlar. Fakat kavramlarımız ve kelimelerimiz gibi, akrabalık isimlerinde de […]

Continue reading »

UMUDU UYUTMAMAK…

Sadettin KAPLAN sadettinkaplan@gmail.com Doruklarının yalçın kayalıklarında kartalların çığlık parçaladığı kervan geçmez dağ köylerinden birinde geçirdiğim bir bayramı, her bayram gelişinde buruk bir özlemle hatırlarım. Dudaklarımı hüzünlü bir tebessüm gererken, burnumun direği sızlar ve kirpiklerime küçük bir yağmur bulutu asılıverir apansız… Bayrama üç gün kala uğradığım o köydeki misafirliğim, görevim gereği bayramın ikinci gününe kadar sürmüştü… O köyde ne maksatla bulunmuştuk, […]

Continue reading »

Cemiyete El Uzatan İslâm’da SOSYAL SORUMLULUKLARIMIZ

Yard. Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com İslâm, içtimâî yönü oldukça güçlü olan bir dindir. Zekât, hac, emr bi’l-mârûf ve nehy ani’l-münker gibi prensipleri toplumla yakından alâkalıdır. Özünde Allâh’a bir yakarış ve duâ olan namaz da aslında böyledir. Cuma ve bayram namazları gibi yalnızca cemaatle edâ edilebilen namazlar, namazın içtimâî yönünü gösteren en açık delildir. Cemaatle edâ edilmesi münferit edâ edilmesine […]

Continue reading »

Korkunç Zaman Nehrinde İBÂDETLE EMİN BİR YOLCULUK

H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Zaman nehri; her gün sabah, öğle, ikindi… menzillerine uğraya uğraya, gündüzden geceye, yazdan kışa döne döne kendini tekrar ederek, hep aynı ritimle akar. Zamanın değişmeyen bir düzenle devr-i dâim etmesi insan rûhuna emniyet hissettiren bir rutindir. Zaten insan da bu rutinden hoşnut olan, o ritme uymaktan huzur ve mutluluk bulan bir ruh ve bedene sahip olarak […]

Continue reading »

Moda Olmuş Tuhaf Meslek:BOZ YAP, YAP BOZ!

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Çok güzel bir çiftlik vardı. Asırlık ağaçlara sahipti. İçinde gürül gürül ırmaklar akıyordu. Her çeşit sebze ve meyve her mevsim mevcuttu. Lezzetleri de lezzetti. Yaz-kış, sadece bereket, sırf bereketti. Çiftlik, bu şekilde nice yıllar mahir bahçıvanların elinde güzelleştikçe güzelleşiyordu. Mükemmelliği, dört bir yanda meşhur olmuştu. Kimi gıpta etti, kimi kıskandı. Çiftlik sahibinin oğlu da, -kıskananlar […]

Continue reading »

Kur’ân’ın Feyz, Vecd ve Rûhâniyeti ile Mübârek Ayda; HAMD ve ŞÜKÜR, SABIR ve ZİKİR, MERHAMET ve AF…

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Hayatın ateş dolu çalkantıları, telâşları, iptilâları, aksaklıkları, endişeleri, dertleri ve huzursuzlukları etrafında insanlık; öteden beri derin sancılarla kıvranır durur. Çok duyarsınız: “Bu kadar belâya can mı dayanır? Suçsuz yere başıma neler geldi neler!” “Dertlerime dağlar dayanmaz!” “Hele şu tersliklere tahammül, hiç mümkün değil!” “Çıldıracağım!” “Hâdiseler, kaynar kazan gibi.” “Kendimi bildim bileli gün yüzü görmedim.” “Artık […]

Continue reading »

DOLMAYAN TAS…

Sadettin KAPLAN sadettinkaplan@gmail.com Derler ki… Diyarlardan bir diyarda, halkını ihtirasına kurban eden, hazinesine yeni hazineler katmak için fakir fukarâdan en ağır vergileri alan zalim bir hükümdar varmış. Bir türlü gözü doymayan bu hükümdar, aynı zamanda çok kibirli bir adammış. “Benim kadar zengin, benim servetim kadar servet sahibi başka hükümdar var mı?” diye böbürlenirmiş… Günlerden bir gün, halkının arasına çıkmış. Vezirleriyle […]

Continue reading »

NİMETİN DEVAMI VE TAMAMI…

H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Rahmetli anneannem iğde ağaçları çiçek açtığı zaman birkaç çiçekli dal keser, penceresinin genişçe pervazına koyardı. Bilmem bilir misiniz, iğde çiçekleri mis gibi kokar. Ben de o kokuyu doya doya içime çekmek isterdim. Ama ne yazık ki ilk nefeste kokuyu hisseder; ikinci, üçüncü seferde koku almazdım. Hattâ kokuyu hissedemeyince çiçekler kokusunu kaybetti zannederdim. Ama dışarıya çıkıp dolaşıp […]

Continue reading »
1 32 33 34 35 36 59