RASÛLULLAH (S.A.S.)’İN HİCRETİ -13-

Âdem SARAÇ vardisarac@yahoo.com.tr Hicret yolcuları; Ümmü Mâbed Âtike’nin çadırı önünde kısa bir mola vermişler, kadıncağızın gözü önünde, sütü olmayan koyundan süt sağıp, hepsi kanasıya içmişlerdi. Ümmü Mâbed, şimdiye kadar çadırının gölgesinde dinlenmekte olan bu küçük yolcu kafilesi gibi bir kafile görmemişti. Özellikle de, aralarında bulunan ve her hâliyle önde gelen, mümtaz biri olduğu anlaşılan O zâta hayranlığı, kat be kat […]

Continue reading »

NÛR İLE KARANLIĞIN MÜCADELESİ

Ali ÖZBEK aliozbek1997@outlook.com İslâm; geldiği ilk günden beri insanları hayra, iyiliğe ve güzel ahlâka davet eden bir dindir. İnsanların kendi aralarında oluşturdukları sun‘î sınırları, üstünlükleri ortadan kaldırıp, yerine îmâna ve amele dayalı üstünlüğü esas almıştır. (Bkz. el-Hucurât, 49/13) Bu durum, sahip olduğu makam ve mevkîyi sun‘î sınırlara ve üstünlüklere borçlu olan kimseler için sıkıntı oluşturmuştur. Bundan dolayıdır ki İslâm ile […]

Continue reading »

MESNEVÎ -8-

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com «SENİN CANINDA BİR CAN VARDIR.»* Beden candan (ruhtan); ruh da bedenden gizli değildir. / Ancak hiç kimseye cânı (rûhu) görmeye izin yoktur. İnsanın bedeni; gözle görülebilen, cismi bulunan bir varlıktır. Ruh ise latîf, gözle görülmez bir varlıktır. Beden, halk âleminden; ruh, emir âlemindendir. Halk âlemi; yaratılan (şeylerin) varlıkların gözle görülebildiği, sesinin işitilebildiği âlemdir. Emir âlemi ise; […]

Continue reading »

KUR’ÂNÎ TÂLİMATLAR -32- İSLÂM’DA BENLİKTEN KURTULUŞ ve KESRETTE VAHDETE ERİŞ

Yazar: Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi SEN KİMSİN? BEN KİMİM? Anlatılır ki bir derviş, şiddetli riyâzatlardan sonra nefsine; “–Sen kimsin, ben kimim?” diye sorar. Nefsi bu suâle; “–Sen sensin, ben de ben!” diye cevap verir. Bunun üzerine derviş ikinci defa nefsini tezkiyeye koyulur. Öyle gayret eder ki, bu uğurda yaya olarak defalarca hacca gider. Bütün bunlardan sonra nefsine aynı suâli yine […]

Continue reading »

NASİHATİN FAYDASI

Yazar: Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi KUŞUN ÖĞÜTLERİ Kıssa ve mesellerin diliyle en gizli ve girift hakikatleri çok güzel bir şekilde anlatan Mevlânâ Hazretleri, değerli eseri Mesnevî’de şu hikmet dolu hikâyeyi anlatır: “Kuşun biri, hile ve tuzakla yakalanmıştı. Kuş, kendini yakalayana dedi ki: «–Ey efendi! Sen hayatında birçok sığır ve koyun yemişsindir; birçok deve de kurban etmişsindir! Sen onların etleriyle dahî […]

Continue reading »

CENNET BEDELİ: ALTI ESAS

Sami GÖKSÜN Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, zaman zaman ashâbına çok güzel tavsiyelerde bulunurdu. Bu güzel günlerden bir gün idi ki, ashâbına şöyle seslendi: “Muhakkak ki mü’min iki korku arasında bulunur. Birincisi; ömrün geride kalan kısmıdır ki; kul, Allâh’ın nasıl bir hüküm verdiğini bilemez. İkincisi de ömrün yaşanacak olan kısmıdır ki; kul, gelecekte Allâh’ın kendisine ne göstereceğini bilemez. Öyle […]

Continue reading »

Şer‘î Kaidelerle Tasavvuf -6- NE VARLIK NE YOKLUK!

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM (Şâzelî meşâyıhından Ahmed Zerrûk [v. 899/1494] Hazretleri’nin; tasavvufu, usûl ve fıkıh kaideleriyle anlattığı Kavâidü’t-Tasavvuf ve Şevâhidü’t-Taarruf adlı eserinin tercüme ve şerhine devam ediyoruz.) SUFFE EHLİNİN TÂBÎLERİ Müellifimiz yedinci kaidede, «Tasavvuf» kelimesinin kökü hakkında önde gelen görüşleri zikretmiş ve Suffe ehlinden geldiği görüşüne ağırlık vermişti. Bu görüşe göre tasavvuf, Ehl-i Suffe’ye tâbî olmaktır. Suffe, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu […]

Continue reading »

10 MUHARREM ve AŞûRE

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM Muharrem ayı, Cenâb-ı Allâh’ın hürmete lâyık olarak yarattığı dört haram aydan biridir. Rasûlullah Efendimiz haram aylarda nâfile oruç tutulmasını tavsiye etmiştir. (Ebû Dâvûd, Savm, 54) Çünkü oruç, insanın kendisine gelmesini sağlayan önemli ibâdetlerden biridir. İnsan, midesi boş iken daha bir masum olur. İhtiyaç hâlinde iken daha bir müsamahakâr hâle gelir. Ama bütün ihtiyaçlarının karşılandığı, her türlü […]

Continue reading »

DÜNYA VE ÂHİRET EŞİNİ İYİ SEÇ

Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com BİR HADİS: ‏عَنْ أَب۪ى هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ قَالَ : « تُنْكَحُ الْمَرْأَةُ لِأَرْبَعٍ : لِمَالِهَا وَلِحَسَبِهَا وَجَمَالِهَا وَلِد۪ينِهَا ، فَاظْفَرْ بِذَاتِ الدّ۪ينِ تَرِبَتْ يَدَاكَ » Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh-’ten nakledildiğine göre, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Bir kadınla dört şeyden dolayı evlenilir: •Malı, […]

Continue reading »

MESNEVÎ -7-

Z. Özlem ABAY o.abay@hotmail.com ÖMÜR NEYE ADANIR? Benim sırrım feryâdımdan uzak değildir. / Lâkin göz ve kulakta onu duyacak nur yoktur. Hazret-i Mevlânâ bu beyitte; ilâhî esrar ve Rabbânî hakikatleri dile getirdiğini, lâkin muhataplarının, bunları anlamaktan mahrum olduğunu söylüyor. Gözler ve kulaklar onun feryâdına bîgâne kalıyor. Çünkü; «Beni anlayacak nur ve idrak kabiliyetleri yok, böyle olunca sırrım anlaşılmıyor.» demektedir. İnsan […]

Continue reading »
1 36 37 38 39 40 168