VAHDETİNE DÜŞTÜM SEN’İN!..

Rıfat ARAZ rifat_araz@yahoo.com   Yâ Rab! «Vuslat» ister bu can; Rahmetine düştüm Sen’in!.. Yazan Sen’sin, Sen a Sübhân; Kısmetine düştüm Sen’in!.. «Kulum» dedin, garip câna; Her menzilde, geldim Sana!.. Bu kor bağrım, yana yana; Hasretine düştüm Sen’in!.. Sır mı bu hâl, keşif, rüyâ? Gönül, gayba yüklü deryâ!.. Zikre dalmış; dağ, taş, kaya; Hikmetine düştüm Sen’in!.. Sen’i bildim, bilmez oldum; «Var»da […]

Continue reading »

NE DİYE?

NİYAZKÂR (Köksal CENGİZ) niyazkar@gmail.com Ömür dediğimiz sayılı nefes, Ne diye beyhûde caka satarsın? Bir gün söner ışık ve kesilir ses, Ne diye beyhûde caka satarsın? Oyun, eğlencedir; dünya hayatın, Bâkî kalmayacak; servetin, yatın, Geçici değil mi tüm saltanatın? Ne diye beyhûde caka satarsın? Herkes imtihanda farklı sınanır, Kimi takdir alır, kimi kınanır. Şu isyankâr nefis kendin ne sanır? Ne diye […]

Continue reading »

ÇANAKKALE’DE

M. Nihat MALKOÇ mnm61mnm@hotmail.com   Îman, çağlayan gibi büyürken yüreklerde, Gülün yarası derin, bülbül ağlar seherde, His yoksulu zâlimin, gözüne inmiş perde. Sonsuzluğa açılır gökler Çanakkale’de… Meçhul asker, yurdunu bekler Çanakkale’de… Gök boşluğundan, ölüm sağnak sağnak düşmekte, Sılaya varan haber, yaraları deşmekte, Ölüm, hâtıraların küllerini eşmekte. Henüz goncayken, güller soldu Çanakkale’de… Yaşlı gözler, toprakla doldu Çanakkale’de… Açlığını unutup, tuza ekmek […]

Continue reading »

EDEP KAPISI

M. Faik GÜNGÖR m.f.g.023@hotmail.com   Kanadı kırık gördüm, malına ağlayanın, Kapandım eşiğine, hâline ağlayanın. Kadîm sözdür helâlin, bine verme birini, Heybesi delik olur, haramı yeğleyenin. Gözyaşıyla yeşermez, güz gelmeden lâlesi, Kurur elinde gülü, kalbini dağlayanın. Diktiği ağaçlardan, beklediği meyveyi, Verdiğini bilmeli, taksimi sağlayanın. Kışları bahar olur, geceleriyse gündüz, Kalbini ve gönlünü Rahmân’a bağlayanın. Manas edep evinde buluşunca ehl-i dil, Yenik […]

Continue reading »

15 TEMMUZ MARŞI!

Kılıçarslan GAZİOĞLU iskopit53@hotmail.com   Bir ses geldi semâdan; pek ulvî, yüce, derin, Yaktı aşk ateşini uyuyan bir neferin, İstanbul eteğinden çağladı sular, serin; «Allah!» sedâlarıyla akmanın zamanıdır. Îman billûrlarını yakmanın zamanıdır. Öyle haykır mâzîden ecdat gelsin çağrına, Tükür garbın riyâkâr, zillet çökmüş bağrına, Varmak için ümitle mukaddes bir yarına; Şimşek gibi ufukta çakmanın zamanıdır. Tâğûtlara pranga takmanın zamanıdır. Gençlerimin bağrında […]

Continue reading »

MEVCUDİYET

İbrahim ŞAŞMA ibrahimsasma@hotmail.com Yalan buz kadar soğuk, yalan zemherî kadar. Bu zehri gaflet ehli; dudak tadar, dil tadar.     Cümle cihanda canlar, yumsa da cümle gözü, Cânı özünden içre, görecek biri vardır. Dokuz köyden kovdursa, Âdem’in doğru sözü. Erenler diyârında, muhakkak yeri vardır. Sen gül ile cevap ver, atan sana taş atsın. Bin yalanı bir doğru, çepeçevre kuşatsın. Söz […]

Continue reading »

GİDİŞ UÇURUM

Hadi ÖNAL hadional23@gmail.com   Fitne, tezgâh kurmuş küfür dokuyor; Tutulmuş akıllar; idrak çıkmazda. Hırs, mantığa hâkim, öfke kokuyor; Gidiş didiş değil, ayna aymazda. Fazîlet baş eğmiş, çan durağında; Gerçek kıvranıyor, yal batağında; Tanımsız zamanın fay atağında; Maskeler telâşlı, benler ifrazda. Kınalı kuzuya dar gelir beşik; Sevda gelgitlerde aşınmış eşik, Atışlar hileli; sur delik deşik, İnsaf hüküm giymiş, iz‘an infazda. Deniz […]

Continue reading »

OĞLUMA MEKTUP – 6

Hakkı ŞENER sairimam01@hotmail.com   Kulağın aç dinle, gel şöyle yakın! Bugün, sana nasihatim var oğul!.. Ömrünü boş yere harcama sakın! Yollar uzun, vakit hayli dar oğul!.. Bugüne dek dedim; kuru söz geldi, Cevval idin dağlar sana düz geldi, Bahar gitti, yaz tükendi, güz geldi; Gelen kıştır; işi boran, kar oğul!.. Bugünün işini yarına koyma! Hakk’ın emrin gözet, nefsine uyma! Emek […]

Continue reading »

ÇARESİZSİNİZ

GÜNBEYLİ (Mahmut TOPBAŞLI) mahtopbasli@hotmail.com   Gök bayrak, boynu bükük al kanlara boyanmış, Batur Alp’e bir haber salamadım ne çare… Coğrafyam cayır cayır ateşlerle kavrulur, Uygur’umun yanında olamadım ne çare… Prangalar vurulur ayağıma, elime, Rûhumdaki isyanı alamadım ne çare… Nefesim, gül yüzüne gölge gibi düşerken, Ardınızda dağ gibi kalamadım ne çare… Sular yokuşa akar, umudum ötelerde, Gönlümdeki deryâya dalamadım ne çare… […]

Continue reading »
1 142 143 144 145 146 474