Kış, Ölümün Şiiri

Olcay Yazıcı Gurbet içinde gurbet Sırrolur hikmet-i cân Kış, ölümün şiiri Âteş dolu buz-fincan Saçaklardan sarkan su Hüznün keskin kılıcı İlkyazlar tez tükenir Karakış hep kalıcı Gönlü kırık kardelen Tabutumu taşıyor Kefenlenmiş gül gibi Zaman ölü yaşıyor Âşk sürgünü bir akşam Camlarda kan buharı Hangi söz, hangi duâ Geri verir baharı? Göğün saydam çağrısı Elif olur, lâm olur Kara yazılan […]

Continue reading »

Sultânım Benim

Nuri BAŞ Mahmud Sâmi RAMAZANOĞLU -kuddise sirruh- Hazretleri’nin irtihalleri münasebetiyle yazılan bir mersiyyedir. Ey velîler mülkünün sultânı cânânım benim! Firkatin nârıyla diller, yandı ey cânım benim! Bîkarar oldum perîşân gözlerimden yaş döküp, Zâten efzûndu bu dilde derd-i hicrânım benim. Rıhletin nârıyla kalbim, rûz u şeb yanmaktadır. Bir hüzünler mülkü oldum, arttı nîrânım benim. Eksik olmaz gözlerimden nur hayâlin dâimâ, Bahtımın […]

Continue reading »

Gazel

MÜRİD (Mustafa TAHRALI) -Muhterem Sâmiha AYVERDİ’ye- Düştü can mülkü şükür, bir nice sultân eline Ne olur vermesin artık onu devrân eline Gam, keder, dert, tasa çekmişse gönül bunca zaman Gün gelir, yol açılır bir gece cânân eline Söylemiş sırrı, ezelden deli dîvânelere Vermeden vuslata yol, salmadı hicrân eline Koca dünyâ bağı vermişse cefâ meyvası hep Gonca güller verir artık o […]

Continue reading »

Kâbe-i muazzama

Mustafa Necati BURSALI Aleyhissalâtu vesselâm Efendimiz buyuruyorlar ki: “Mescid-i Haram’da kılınan bir namaz, yüz bin namaza bedeldir.” (Kütüb-i Sitte 12/519) Âşıklarda nice bin iştiyak var Kâbe’ye, Çünkü rahmetle nazar etmede Yâr Kâbe’ye! Öyle kudsî mekân ki dillere sığmaz şânı, Cihanda misâl olmaz hiçbir diyar Kâbe’ye! Böyle sevdâ gördün mü, ey Süleymân’ın kuşu? Zaman boyu koşuyor, genç-ihtiyar Kâbe’ye! Âdem’den, İbrâhim’den, Ahmed’den […]

Continue reading »

Hasret Gazeli

Memduh CUMHUR Zamânı aşkına hasreyledik zamân olalı Mekâna sığmayız aşkınla bîmekân olalı Beden dedikleri bir zerreyiz bu âlemde Kader dedikleri şey, böyle bî-amân olalı Nefes nefes bürünür aşka can emânetimiz; Hem âşikâr olalı dilde, hem nihân olalı Ezelde böyle yazılmış, bütün cihânı gönül; Düşürdü hayrete hasretle imtihân olalı, Bakınca vecdile hayrân olup kalır Cumhûr; Güzelliğin söze sığmaz cihan cihân olalı.

Continue reading »

El Olmasaydın

Muhammed AVŞAR Kara gözlüm ömrün yaz mevsimini, Seçerdik beraber, el olmasaydın, Sadâkat tasından aşk yeminini, İçerdik beraber, el olmasaydın. Seneler titrerken kara kış gibi, Biz ömrü aşardık bir yokuş gibi, Diyardan diyara göçmen kuş gibi, Uçardık beraber, el olmasaydın. Olurduk kırlarda bahara neşe, Kol kola yürürdük doğan güneşe, Sen lâle olurdun ben de menekşe, Açardık beraber, el olmasaydın. Nurla yıkanırken […]

Continue reading »

Şikâyet

KÂFÎ (Ekrem KAFTAN) Bir lâhza doyamadın yâr lebine ey gönül, Öptükçe hasretini tutuşturdu ateşi. Sandın ki her nefeste açılır bir taze gül, Bulunmaz güllerinin âlemde başka eşi. Hem aşkı arıyorsun bir gülün kokusunda, Hem sarsın istiyorsun açılıp yaprak yaprak, Diyorsun, hep dinleyin bu şairi susun da, Bir arzun var ki senin, onu ukbâya bırak. Ey gönül yetmez sana, semâlar gülle […]

Continue reading »

Şehir Gece ve Ben

HANOĞLU (Abdülaziz DUMAN) Güneş doğar ben doğarım güneşle, Güneş batar yanarım bir ateşle, Akşam karanlığı çökerken şehre, Birçok ümidimiz dökülür bahre, Gece şehri kaplar bir siyah örgü, Elle tutulmayan karanlık sürgü, Deveran dünyanın kanunudur bu, Doğumdan ölüme yol sonudur bu, Vakit gelir, çark başlar öğütmeye, Ömür biter, hazırlanın gitmeye. Yumak yumak büyür sesler duvarda, Çılgınlık sinede, çılgın kenarda. Dinle duvarları […]

Continue reading »

Gazel

Harun ÖĞMÜŞ Cezb eder dâim cemâlin cinni de insânı da Hep o Mushaf’tan okurlar ilmi de irfânı da Kâkülün çözsen de bir yol seyre çıksan gülşene Hak için mahcûb edersin servi de reyhânı da Bezme gelsen lutf edip rindâna arz etsen şarâb Tevbekâr anmaz verilmiş ahdi de peymânı da Göz süzüp bir kerre baksan şâyet uzlet-gâhına Terk eder aşkınla zâhid […]

Continue reading »

Gurbet Akşamı

GÜNBEYLİ Mahmut TOPBAŞLI Gönül hazânında devran dönerken, Yüreğime bir sis konar ansızın… Bir mızrak ötede güneş sönerken, Yıldızlar tepemde yanar ansızın. Koyu bir karanlık çöker sokağa, Sevdalar göç eder hayli uzağa, Vuslatın yankısı, yansır şafağa, Dileklerim yolda donar ansızın. Ürkek adımlarla yaklaşır umut, Gözleriyle der ki: «Haydi beni tut!» Rüzgârı hapseder insafsız bulut, Yelkenlerim suya iner ansızın. Gözlerim kısılır, dalar […]

Continue reading »
1 462 463 464 465 466 483