Mevlânâ Gözüyle Mesnevî

ŞAİR : SEYRÎ (M.Ali EŞMELİ) “Mesnevî’den maksadım sensin. Mesnevî; dalları, gövdesi ve kökü ile tamamıyla senindir. Mesnevî’nin sözlerinden maksadım; senin sırrındır. Onu meydana ge­tirmekten maksadım, senin sesini duymaktır.” Dinle neyden çünkü bir şey söylüyor, Ayrılıktan şöyle feryât eyliyor: Sazlığımdan her ne demdir kestiler, Hem kadın inler sesimden hem de er!.. Söylerim hasret nedir, lâkin gerek, Ayrılık derdiyle göz göz bir […]

Continue reading »

KAR RUBÂÎLERİ

Yusuf DURSUN I Bir damla suyum… Okyanus annem sayılır. Kar tânesiyim… Kuş tüyü gövdem sayılır. Gökten yere, yerden göğe savrulmadayım, Öksüz gibiyim… Yaş dökerim, nem sayılır. II Rabb’in bütün âlemlere merhameti var, Zincirleri birden kırılan vakte kadar, Zindandaki rü’yâları kurtarmak için, Nefret dolu dünyâlara kar yağmada, kar. III Her bahçede birden belirir kardan adam, Etrâfına hep neş’e verir kardan adam. […]

Continue reading »

BİR MEL’UN PAPAĞANA…

Şükran IŞIK Ey dili gagasından daha uzun papağan, Kalbimi delik-deşik etti zehirli gagan! Kırılsın kanatların, kül olsun kemiklerin, Ateş yağsın başına, buz tutsun iliklerin! Domuzlara çoban ol, sürün dizüstü yerde, Vursun seni samyeli, uğra isimsiz derde!.. Zebânîler gem vursun ey papağan, ağzına, Kuşlar, çamur doldursun o mel’un boğazına! Yerle gök çalkalandı geriye al sözünü, Ey Ebâbil kuşları hedef alın gözünü! […]

Continue reading »

GELMİYOR…

Sadettin KAPLAN -Sn. İsmail MÜFTÜOĞLU’na…- Konuk olsak kırk Cem’e, bir dolu câm gelmiyor, Başımıza baht denen o serencam gelmiyor… Tasın yarısı dolu, bardağın yarısı boş, Boşa koyduklarımız doluya tam gelmiyor… Bir han ki, iyi atlar gitmiş beyatlılarla; Havâsı hancı ile gören avâm gelmiyor… Şehvet aşkı vuralı, sevgi terk etti kalbi; Turna kanatlarında yârdan selâm gelmiyor… Riyâdır bir yalanı bin misline […]

Continue reading »

MÂTEM

Recep YILDIZ Nuray KALKAN Hanımefendi’nin aziz hâtırasına… Rüzgârda salâlar duyulur, sonbahar ağlar. Beyhûde bir akşamdır, eser şehre bu mâtem… Eylül bizi hep böyle fecî bir yere bağlar; Tenhâ geceler, boş bir ufuk, kupkuru âlem… Kabristana mesken denecek, toprağa mescit! Azrâil’e baş kaldıracak boynum eğildi… «Neylersin ölüm herkese malum» diye Câhit1, Söylerdi, duyardık da… Bu iş böyle değildi. Bir içli salâ, […]

Continue reading »

LÜTFUNA GELDİK

MECNÛN – TÂLÎ (İbrahim Hakkı UZUN Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) 27 Eylül 2006 Rabbim! bize ikrâm ediver lütfuna geldik! Mâtemleri bayrâm ediver lütfuna geldik! Yâ Rab, sana kulluk edebilmiş değiliz biz! Her noksanı sen tâm ediver lütfuna geldik! Dillerdeki tasdîki gönüllerde yeşertip Ham özleri İslâm ediver lütfuna geldik! Yâ Rab, eritip mum gibi aşkınla bu gönlü, Mânâ dolu bir câm ediver […]

Continue reading »

ÂRİFLER SOFRASI

Mahmut TOPBAŞLI Kıvılcımdan yangınlar üretirdim kendime, Kime arz-ı hâl etsem, acep arz-ı hâl kime? Düşerdim bir hayâlin ardına geniş geniş, Tartardı sanki yokluk, başlardı bir tükeniş. Gün gelir umursamaz, kızgın çölde koşardım, Gün gelir bir lahzada, Kaf Dağı’nı aşardım. Işık tutardı aklım, mantık aynalarına, Sonra forsa olurdum, serap mavnalarına. Uyanıp hayallerden, sıyrılıp bin bir düşten, Artık vazgeçti gönlüm hakîkatle dövüşten. […]

Continue reading »

GAZEL

Mustafa TAHRALI İstanbul 1977 Bir gönül yangınının yaktığı pinhân ateşi Sînemizden savurur göklere hicrân ateşi Nasıl olmaz bu cihan bir koca yangından eser Gözlerin gördüğü baştan başa cânân ateşi Kanayan rengi gülün al al alevdir yakıcı Ettirir bülbüle feryâd gülistân ateşi Aşk ezelden beri döndürmede pervâneleri Kimi yanmış kimi dönmekte perîşân, ateşi Bir teselsül iledir yanması her meş’alenin Verir âşıklara […]

Continue reading »

DÖRTLÜKLER

Mehmet Turan YARAR Zümrüt bakışlarındaki nur çağlayanları Güldürdü bir nazarda bütün ağlayanları Âşıkların değer biliyor, şimdi anladım Sultân edindiler seni sultan sayanları Zemzemle yıkanmış duru seller gibi ak Bir sevgi dolar düşlere senden taşarak Dinmez bir ışık damlasıdır sanki adın Her sâniye kaplar beni deryâlaşarak.

Continue reading »

İÇİNDE

Melda ÖZATA Rûhum yıkandı sandım, hoş bir melâl içinde Üflendi nây-i Mansur, sesler cemâl içinde Neyden gelen nefesler, Hallâc-ı Mansur’un mu? Sırlar içinde sırlar, seslerle hâl içinde Titrer mekân neyinden, titrerdi perde perde Kalbim nasıl nasıl bir sonsuz hayâl içinde Demsâz olan menekşen, söyler o sırrı bildik Olmaz şu gönlümüz hiç, olmaz cidâl içinde Susmuştu orda etraf, susmuş o sarmaşıklar […]

Continue reading »
1 466 467 468 469 470 483