Semâyı Kapladı «Âh!..»

M. Ali EŞMELİ (SEYRÎ) Çoluk çocuk ne zamandır cayır cayır yanıyor, Alev içinde damarlar, oluk oluk kanıyor. Yazık, neden iki günlük bebek paramparça? Neden vucûdunu bombayla ettiler salça? Bu denli, kim dedi câniye âfiyet olsun? Yeter, yeter; bebeğin hakkı merhamet olsun! Şu evde yaktığın ey zorba, taş değil, candır, Çocuk kasapları, insan da dense hayvandır! Nasıl belâ kusuyorsun günahsızın başına? […]

Continue reading »

Gazel

Sadettin KAPLAN Geme gelmez doru taylar gibi baktın içime, Seni tuttun bir ucumdan, beni çaktın içime… Günü yıllar avucumdan içiyorken su gibi, Debi bilmez deli çaylar gibi aktın içime… Dilimin her düğümünden süzerek öz mumunu, Gizi rûhumda bıraktın, sözü yaktın içime… O ki, sensiz gelemezdin kayalardan koparak; Koparıp Ülker’i gökten niye taktın içime?.. Hani bensiz geçecek her gecenin son selini […]

Continue reading »

Yangın Gazeli

Recep YILDIZ Yansın, bütün âlem, bütün ukbâ oda yansın; Hattâ seni sevmez görünen yâr, o da yansın! Yansın bütün âlem, ki cehennem tutuşup da, Cennet bile kıpkırmızı bir renge boyansın! Şâirliğin aşkıyla tutuşsun da felekler, Göklerde melekler bile dîvânını ansın! Hattâ -ateşin şevkine kurbân olayım ki- Cânan da bu bayram günü zulmetten uyansın! Ammâ o gülün gül yüzü yansın mı […]

Continue reading »

İbrahim’e Su Taşıyan Karınca

Olcay YAZICI İnsana en kutsal öğüdü verir, İbrahim’e su taşıyan karınca… Hasret ateşinde buzullar erir. Ümit baharına, aşka varınca… Çıktığımız sefer iç yolculuğu, Kırılgan gönüller küser-incinir. Berrak, duru; saf sevgiler oluğu, Yalnızlık gurbeti: Mücerret-zincir… Ne desen bu efkâr sinmez kâğıda, Bıçak ucu uçurumlar sıratı Terk edilmiş eski masal dağı da Ey süvari, gök-burcuna sür atı… Kokla alevdeki o serin gülü […]

Continue reading »

Musîbete Sabır gerek

Köksal CENGİZ (Niyazkâr) Hemen celâllenme öyle! Musîbete sabır gerek. Hakk’ı zikret, Hakk’ı söyle! Musîbete sabır gerek. Kimi, mîzan yapısıdır. Kimi, îkaz kapısıdır. Kimi, cennet tapusudur. Musîbete sabır gerek. Kem hâllerin güzel eyle! Kör nefsini gazel eyle! Hem, şükrünü özel eyle! Musîbete sabır gerek. Silip, parlat kalp tasını. Çekme dünya tasasını. Görme kulun hatasını. Musîbete sabır gerek. Kır! Şeytanın bacağını. Yak! […]

Continue reading »

Yanık Mevsimler

Mahmut TOPBAŞLI Sessiz bir çığlıkla çınlarken dört yan; Zaman geçmeyecek sanar yüreğim. Kül rengine döndü, kavrulan mekân; Benim bu ocakta yanar yüreğim. Çıplak bir hüzünle dolar gözlerim, Gayyâ kuyusundan çıkar izlerim, Gönlüme teselli olmaz sözlerim, Kendi hicrânına kanar yüreğim! Nerede gönülden gönle dönüşler? Karardı mânâlı, parlak gümüşler, Sabaha çıkmadı, nerde o düşler? Diyerek âh ile döner yüreğim! Acıları vurup yorgun […]

Continue reading »

Bir Yeniden Doğuş

Mustafa TAHRALI Nice yıllar nice Âdem ile Havvâ geçti Her zaman başka tecellî ile dünyâ geçti Ne tekerrür bilir eşyâ, ne zaman tekrârı «Külle yevmin hüve fî şe’n» ile eşyâ geçti Yazdı târîhi ilâhî deveran kānûnu Devr eden hükmüdür aşkın, nice Leylâ geçti Tâ o Hâbil ile Kābil gününün hükmü sürer Gerçi yıllar boyu bilmem nice dâvâ geçti Asya’dan koptuğu […]

Continue reading »

Dörtlükler

Mehmet Turan YARAR Çektir güzelim rûhuma sen derdini çektir, Ölsem de bu sevdâ ebediyyen sürecektir. Hiçbir sitem etmem sana, zîrâ bilirim ben Aşk âteşi öldürdüğü an güldürecektir… *** Göz gördü kızıl kaşları hançer kana düştü, Ben bir yana düştüm, yüreğim bir yana düştü. Gönlüm ki bugün doğrulamaz düştüğü yerden Ey düşlerimin gerçeği, himmet sana düştü.

Continue reading »

Gazel

M. Nejat SEFERCİOĞLU Kim demiş dünyâda râhat, bir avuç servetde var, Sanmayın sonsuz saâdet şân ile şöhretde var. Aldanır her kim bu dünyâ zevkinin hayrânıdır, Her iki dünyâda izzet şüphesiz vahdetde var. Maksadın Kevser şarâbından nasîb almak ise, Vuslatın esrârı firkattir bilin şefkat de var. Nefs atından inmeyenler şimdilik devran sürer, Cennet-i a’lâ umarken bir yığın dehşet de var. Her […]

Continue reading »

Feryat-nâme

Mustafa Necati BURSALI Hâlik’ın mahbûbu Ahmed-i Muhtar, Bu gam zincirinden Sen bizi kurtar! Zira sînelerde pek derin yara, Nâle, feryât, baksam hangi diyara! Hep yasta, hep gamda güleç bahçeler, Bir başka gündüzler, başka geceler! Döndü necip ümmet çöldeki kuma, Kılıç, kalkan öksüz, av yok «ok»uma!.. Çakallar incinin oydu içini, Derdine ağlasın firûze çini!.. Ah bu kâbus nedir, bu gurbet nedir? […]

Continue reading »
1 467 468 469 470 471 478