Dünya, O’na Muhtaç; İNSAN, O’NA ŞÜKRAN BORÇLU…

YAZAR : Sami GÖKSÜN Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’i iyi tanımak ve O’nu anlamak, müslüman olarak öncelikli vazifemizdir. O’nu insanlara en güzel anlatan ve tanıtan, yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim’dir. Muallim Naci’nin ifadesiyle Kur’ân; «Dest-i kudretle yazılmış bir hilye»dir. Yani Efendimiz’i bize bütün yönleriyle tanıtır. O’nu tanımaya Âl-i İmrân Sûresi’nin 164. âyetiyle başlayalım: “Andolsun ki; içlerinden, kendilerine Allâh’ın âyetlerini […]

Continue reading »

YA MENFAATPERESTLİK YA DİĞERGÂMLIK

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi İnsan, bir terkip… İnsan, bir meçhul… İnsanda ham bir nefis var. Terbiye ve tezkiye bekleyen bir nefis. O nefsin; terbiye edilmemiş, arındırılmamış, ham husûsiyetleri şunlar: Nefsâniyet, enâniyet, hodgâmlık / bencillik / egoizm, acımasızlık, menfaatperestlik, fırsatçılık, kibir, haset… İnsan terkibinde bir de kalp var. İnanç, muhabbet ve temâyüllerin merkezi olan kalp de tasfiyeye muhtaç. Kalb-i […]

Continue reading »

DÜNYADAKİ CENNET BAHÇELERİ

YAZAR : İrfan ÖZTÜRK Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyuruyor: “Evim ile minberimin arası, cennet bahçelerinden bir bahçedir.” (Buhârî, Fadlu’s-Salat 5, Fedailu’l-Medine 11; Müslim, Hacc 502) Umreye gidenler dikkat etmişlerse görmüşlerdir. Ravza-yı Mutahhara’ya vardığımızda tam çıkışta, yukarıda levhada bu hadîs-i şerif yazılıdır. Hadîs-i şerifte belirtilen bu şerefli ve mükerrem mekân ne zaman gitseniz, iğne atsanız yere düşmeyecek derecede […]

Continue reading »

EÛZÜ BİLLÂH…

Hüdâyî ÜSKÜDARLI Hâfız Orhan Hoca, hizmete bir daha besmele çekmişti. Huzurlu bir aile yuvasıyla tam ve tamam olmuş hâliyle, taze ve güçlü, uzun ve derin nefesli bir besmele daha… Akşamlarında, sabahlarında bütün mevzuları; talebe, eğitim, infak ve yardım idi. Özlü ifadesiyle bir gönül daha kazanmaktı. Bütün endişeleri, düşünceleri, hayalleri, hattâ rüyaları dâimâ «nasıl daha iyi hizmet ederiz» çerçevesindeydi. Hizmete daha […]

Continue reading »

MUHAFAZAKÂRLIK VE MODERNİZM

Yard. Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com Muhafazakârlık, kelime mânâsı itibarıyla «mevcut olanı koruyucu tavır sergilemek» demektir. Bu kelime; dînî ve an‘anevî değerleri koruma anlamında kullanılmasının yanı sıra, siyasî partilerin çizgisini tanımlarken de kullanılır ve Türkiye’de daha çok «sağcı» sınıfına konulan partiler muhafazakâr olarak nitelenir. Solculuk ise «tenkitçi bir zihniyete sahip olmak» ve «inkılâpçılık» olarak takdim edilir. Bu tavsif ve takdimler, […]

Continue reading »

Önemli Bir Meselemiz MUKADDESLERİ KORUMAK

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Büyük İslâm mütefekkiri İbn-i Haldun; «mağlûpların önemli bir hususiyetinin, galipleri taklit etmek olduğu»nu belirtir. Hakikaten de güçlü, büyük devletler her zaman, diğer cemiyet mensuplarını derinden etkilemişler; kültürel bakımdan bir câzibe merkezi olmuşlardır. Eski Türk metinlerinde, fetret devirlerinde Çin kültürünün yozlaştırıcı etkilerinden esefle bahsedilir. Temessül edilen kültürel değerler; bir girdap gibi, cemiyetleri ait oldukları merkeze çekerler. Güçlü […]

Continue reading »

Câhiliyye Şiddetinin İlâcı KUR’ÂN VE SÜNNET’İN RAHMET İKLİMİ…

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi AİLE SIRRI Cenâb-ı Hak; ehadiyyeti, tekliği Zâtına mahsus kıldı. Yarattığı her şeyi çiftler hâlinde halk etti. İnsanı da erkek ve kadın olmak üzere, bir çift hâlinde yarattı. Erkek ve kadını; Zâtının / kendinin adıyla birbiriyle nikâhlayarak, aile müessesesini teşkil etti. İnsanlık, Hazret-i Âdem ve Havvâ Vâlidemiz’in Allah adına kurdukları ilk aileden helâl ölçülerle neş’et […]

Continue reading »

Çağlara Sunulacak En Güzel Ahlâk Nümûnesi PEYGAMBER EFENDİMİZ

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Dünyevî (seküler) cereyanların girdabında savrulan çağımız, hüsranların en dehşetlisi ile kıvranıyor. Sanki; geçmişte «saâdet asrı»nı hiç tatmamış; teselsülen devam eden adâlet ve huzur dolu zamanları hiç yaşamamış gibi. Yoksa rahmet ikliminde yaşanan müsbet tecrübelerin hâfızadan silinmesi, selâmete ermek için çıkmaz sokaklarda ömür tüketilmesi başka nasıl îzah edilebilir? Son devir filozoflarından Sakallı Celâl’in; “Meşrutiyet ilân ettik olmadı; […]

Continue reading »

ZAMAN VE MEKÂN

Yard. Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com “Hey gidi eski günler, hey!” diye hayıflandığımız az mıdır? Ya; “Bundan on sene kadar önce falanca yerde falanca arkadaşlarla ne kadar güzel günler geçirmiştik” dediğimiz? Yahut; “Yirmi yıl önce falanca yer böyle miydi canım? Her yer park ve bahçeydi. Cıvıl cıvıl çocuk sesleriyle doluydu!” diye tepki verdiğimiz?.. Kurduğumuz bu cümlelerle özlediğimiz şeyin mekânlar olduğunu […]

Continue reading »

Hakkı Teblİğ İçİn… -2-

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi MES’ÛLİYET, NİMETE GÖRE… Cenâb-ı Hak, yarattığı nâmütenâhî varlıklar içinde, insanı bambaşka husûsî vasıflarla donatmıştır. İlâhî hikmet, nimet ile külfetin birbiriyle dengeli olmasını îcâb ettirir. Yani, ne kadar çok ve çeşitli nimet varsa, bununla mütenasip şekilde, mükellefiyetler, mes’ûliyetler ve vazifeler de çoğalır ve çeşitlenir. Bu sebeple akıl, zekâ, ruh, nefs, irade, nutk gibi birçok husûsiyete […]

Continue reading »
1 15 16 17 18 19 21