Çağ İçin Kurtuluş; PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN YOLU

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Allah Teâlâ, «eşref-i mahlûkat» olarak yarattığı ve yüce Zâtı’na halîfelik gibi fevkalâde ulvî bir vazifeyi tevdî buyurduğu insanı; bu mükellefiyeti bihakkın yerine getirebilmesi için de kendi hâline bırakmamış (el-Kıyâme, 36), rehber sadedinde ilâhî kitap ve nebîler lutfetmiştir. Tabiî insanlığın tabiatında meknûz olan zaaflar sebebiyle; istikametinden sapmalar vâkî oldukça, ilâhî elçiler imdâda yetişmiştir. Her kavmin bundan nasiplendiği, […]

Continue reading »

ÖMER MEHÂBETTİR

Abdullah Mesud HIDIR mahidir@gmail.com Hulefâ-yı Râşidîn’in ikincisi Ömer bin Hattâb -radıyallâhu anh-, Fil Vak‘ası’ndan on üç sene sonra Mekke’de doğdu. Çobanlık yaptı ve ticaretle meşgul oldu. Şehrin ileri gelenlerindendi. Ömer -radıyallâhu anh-; İslâm’la müşerref olduktan sonra, dînine ve Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e büyük hizmetlerde bulundu. Ebûbekir -radıyallâhu anh-’ın vefatından sonra mü’minlerin halîfesi oldu. Teb’asını ihlâsla ve adâletle […]

Continue reading »

ÎMANDAN BİR ŞUBE

Sami GÖKSÜN Hayâ duygusu, insanlarda doğuştan var olan ve onu diğer canlılardan ayıran en belirgin bir özelliğidir. İlk insan ve ilk peygamber olan Âdem atamız ve eşi Havvâ anamızın Cenâb-ı Hakk’ın emrine muhalefet (zelle) neticesinde karşı karşıya kaldıkları müeyyideler sırasında da hayâ, söz konusu olmuş köklü bir duygudur. Âdem atamızın hayatından bir bölümü teşkil eden bu nokta, yüce kitâbımız Kur’ân-ı […]

Continue reading »

176. Sayı TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız, KARDEŞİN KİMDİR? Bu ay gönlümüze suâlimiz… İçinde yaşadığımız bencil dünya; öyle egoist, öyle ferdiyetçi, öyle keyif ve rahat düşkünü bir hâle büründü ki, öz kardeşleri bile insana tekrar hatırlatmak gerekiyor. Çünkü, Mehmed Âkif’in; Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta, Dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi… diye tarif ettiği câhiliyye yeniden zuhûr etti!.. Kardeşlerimiz kim suâline âyet-i kerîme; “Mü’minler!” diye […]

Continue reading »

NE HÂLDEYİZ?

Yunus Sami EŞMELİ yunussamiesmeli@hotmail.com Yaşlı adam masada duran gazeteyi eline aldı. Manşeti görür görmez durakladı. Okudukça kanı dondu. Bu nasıl bir vahşetti böyle? Ne akıl, ne fikir, ne vicdan kabul ederdi bunu. Moral bozukluğu içinde bir daha göz attı. Kaşları çatıldı, yüzü düştü. Tekrar okumak için yine eline aldı. Fakat duyguları müsaade etmedi. Tahammül edilecek gibi değildi çünkü. Kalbinden feryatlar […]

Continue reading »

ANADOLU DERVİŞİNİN GÖNÜL DÜNYASI

Yazar:Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi HİCRET İLE TEBLİĞ Bütün insanlığa son Hak din ile gönderilen ve Son Peygamber olan -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in en çok ihtimam gösterdiği meşguliyeti, İslâm’ı tebliğ edecek bir nesil yetiştirmek idi. Mekke’de Dâru’l-Erkam, Medine’de Ashâb-ı Suffa bu faaliyetin mekânları oldu. Rasûlullah Efendimiz, yetişen sahâbîlerini tebliğ için beldelere gönderiyordu: Çevredeki bütün imparatorlara ve valilere İslâm’a davet mektupları […]

Continue reading »

ESİR OLMAK İÇİN DEĞİL!

Yunus Sami EŞMELİ yunussamiesmeli@hotmail.com Gözünü açtığında hastahânedeydi. Hatırladığı en son şey; direksiyon başında olduğuydu. Gözleri ara ara dalıp gidiyor, ancak yine de açık tutmaya çalışarak yoluna devam ediyordu. Sonrası: Kaza! Bir anlık gaflet yüzünden. Bir anlık uyku yüzünden. Bir kamyoneti vardı. Zor çalışma şartları altında yıllarca para biriktirdikten sonra ancak alabildiği… Gözü gibi bakardı. Ekmeğini de onunla kazanırdı. Ne yazık […]

Continue reading »

MODERN DÜNYADA VEFÂ

H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Ebu’d-Derdâ -radıyallâhu anh-’ın rivâyet ettiğine göre Peygamberimiz -aleyhissalâtü vesselâm-, Hazret-i Ebûbekir -radıyallâhu anh-’ı üzen bir hâdise üzerine şöyle buyurmuştu: “–Allah beni size (peygamber olarak) gönderdi. Size tebliğ ettiğim zaman insanlar bana; «Sen yalancısın!» dediğinde Ebûbekir; «Doğru söyledin!» dedi ve bana canıyla, malıyla yardımcı oldu. Siz arkadaşımı bana bırakırsınız değil mi?” buyurdular ve bu sözü iki veya […]

Continue reading »

KUR’ÂNÎ TÂLİMATLAR -7- İSLÂM’DA VEFÂ

Yazar: Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi VEFÂ YOKUŞU Mehmed Âkif, kızının nikâh akdine çok sevdiği ahbâbından olan Bosnalı Ali Şevki Efendi’yi de davet etmişti. Yaşlı Hocaefendi bu davete biraz geç geldi ve gecikme sebebi olarak da, Vefâ Yokuşu’ndan çıktığını söyledi. Merhum Âkif, tebessüm ederek düşündürücü ve nükteli şu mukabelede bulundu: “Hangi Vefâ Yokuşu’ndan bahsediyorsun Hoca Efendi? Nesl-i hâzır (şimdiki nesil) o […]

Continue reading »

ŞİİRDE BÜTÜNLÜK ve NAZIM ŞEKİLLERİ

Prof. Dr. Harun ÖĞMÜŞ harunogmus@gmail.com Klâsik şiirimizde; murabbâ, müstezad, şarkı, rubâî, tuyuğ vb. birçok nazım şekli vardır. Ancak en yaygın kullanılan nazım şekilleri, beyitlerle tanzim edilen kasîde ve özellikle de gazeldir. Bu manzûmelerde beyit kendi başına müstakil bir bütün olup, aynı şiir içindeki diğer beyitlerle mânâca bir irtibat içinde olması ve bütünlük oluşturması aranmaz. Beyitleri birbiriyle irtibatlı olan yek-âhenk ve […]

Continue reading »
1 3 4 5 6 7 21