İNANMAK

YAZAR : Ahmet ZİYLAN İnanmak her şeyin başı. Kullukta da bu böyle, iş adamlığı, eğitim ve benzeri şeylerde de böyle. İnsanın inancında bir problem varsa, işlediği amellere bakılmıyor bile… Bir anlam ifade etmiyor, bir işe yaramıyor. İnanmayan zaten, harekete de geçemiyor. Geçse de tereddütlü. İlk fiskede yıkılıyor. Başta kendisi inanacak insan. Başaracağına, yapacağına, ulaşacağına önce kendisi inanacak. Her gün yatsıdan […]

Continue reading »

Mahlûkātın da Gönlünü Fetheden
O’NUN EMSALSİZ ŞEFKATİ

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Hazret-i Peygamber, muazzam bir orduyla büyük fetih için Mekke’ye doğru yol alıyordu. Arc mevkiinden Talub’a ilerlemekte iken yol üzerinde bir kelp, uzanmış vaziyette yavrularını emzirmekteydi. Efendimiz j; bu manzarayı görünce, hemen Cuayl bin Sürâka’yı çağırdı ve ona anne kelbin ve yavrularının başında nöbet tutmasını emretti. Koca ordunun onları rahatsız etmeden ve ürkütmeden geçmesini temin […]

Continue reading »

ÖĞRETMEN’İN YURDUNDA

YAZAR : Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ogmusharun@yahoo.com Mekke günleri sayılı idi. Çabucak geçti. Zaten orası ibâdet yeri. İnsanlar her zaman gelemedikleri bu mübârek beldede daima Kâbe’de bulunmak ve tavaf etmek istiyorlar. Dolayısıyla gezmek, çevreyi tanımaya çalışmak; orada en büyük sermaye olan zamanı boşa harcamak mânâsına geliyor. Medîne-i Münevvere ise farklı. Elbette burada da ibâdet var. Mescid-i Nebevî’de, özellikle hücre-i saâdetle […]

Continue reading »

HAZRET-İ TULEYB -4-

YAZAR : Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr Doğuşundan itibaren İslâm güneşi ile aydınlık ufuklara yürüyen Hazret-i Tuleyb -radıyallâhu anh-, sevgili annesi Hazret-i Ervâ’nın da müslüman olmasına vesile olmuştu. Dâru’l-Erkam’ın müdâvimlerinden biri olan Hazret-i Tuleyb -radıyallâhu anh-, orada görüp öğrendiklerini gelip evde sevgili annesine anlatıyordu. Yeni nâzil olan âyet ve sûreler, aynı gün Hazret-i Tuleyb ile Hazret-i Ervâ’nın ders ve sohbet konusu oluyordu. […]

Continue reading »

ASHÂB-I KİRÂMIN ÖRNEK HASLETLERİ

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi İlâhî Hoşnutluk ve Methe Nâil Olan CENÂB-I HAK İLE DOSTLUK Cenâb-ı Hak, bu cihan dershânesini insan için yarattı. İnsanı da Zâtına muhabbet duyması, kulluk etmesi, yani dost olması için yarattı. Zira buyuruyor: “Nerede olursanız olun, Allah sizinle beraberdir.” (el-Hadîd, 4) Biz ne kadar O’nunla beraberiz? O’nunla ne kadar dostluğumuz var? O’nunla dostluk, elbette ki […]

Continue reading »

Yüksek Hasletlerin Tezâhür Sahnesi HİCRET

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Bütün canlılar kendilerini ve faaliyetlerini tehdit altında gördüklerinde; fırtınadan kaçan bir geminin durgun bir koya kapak atması misali, daha emin bir mekâna sığınırlar. Bu, şartlara göre geçici veya daimî ikāmet yeri; onların toparlanmaları, güçlenmeleri, hattâ zaferle, eski yerlerine tekrar dönmeleri için bir imkândır. Bu cümleden olarak, Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in İslâm takvimine […]

Continue reading »

İSLÂM KARDEŞLİĞİ…

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Mekke müşriklerinin zulmü yüzünden ashâb, Kendi yurdunda neler çekti, perîşan, bîtâb… Kimi tazyîk edilirken kimi kırbaçlandı; Kimi mahvoldu cefâdan kimi çöl çöl yandı… Öldüler, etmediler şevket-i İslâm’ı fedâ, Bir çıkış, onlar için hicreti emretti Hudâ. Maldan, evden, vatanından edilen millet-i Hak, Annesinden, babasından, çocuğundan koparak; Etti hicret, o muhâcirlere gül saçtı çile, Vardılar ravza-i […]

Continue reading »

HİCRET DUYGULARI

ŞAİR : GÜNBEYLİ (Mahmut TOPBAŞLI) mahtopbasli@hotmail.com Masum dalgaların pembe şafakta, Islak kayalara vurması hicret… Mutluluğun duâ olup dudakta, Rûhumu her lâhza sarması hicret… Bülbülün gözüyle ufka bakarken, Kevser serinliği çöle akarken, Sıla, gurbet olup canım yakarken, Gül renkli kapıya varması hicret… Öz yurdunda nâçar kalınca Nebî, Hikmet-i Hudâ’dan alır talebi, Terk-i diyar için sormaz sebebi, Rota Medine’dir, kırması hicret… Mekke’den […]

Continue reading »

HASRET ÇEKİYOR

ŞAİR : Bekir İsmet ÇİÇEK bekirismetcicek@gmail.com Her gelen gidene takılır gönlüm, O nurlu diyâra hasret çekiyor. İçten bir cezbeyle çekilir gönlüm, Bilmem hangi sır ve hikmet çekiyor. Maddî câzibe yok dağ ve taşında, İhram iklimi var yaz ve kışında, Gönül her gidenin yürür peşinde, Hakk’ın lutfettiği ziynet çekiyor. Odur yüce Arş’ın yerdeki izi, İnsanı kuşatır haşyet denizi, Kalbi pâk olanı, […]

Continue reading »

HAZRET-İ TULEYB -1-

YAZAR : Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr İslâm güneşi, en kuytu yerlere kadar sirâyet ederek nasiplileri aydınlatıyordu… Aydınlanma süreci başlamıştı. Ama herkes kendi yapısına göre bir tavır takınıyordu. İslâm güneşine karşı ilgisiz olanlar olduğu gibi, kör ve idraksiz olanlar da vardı. Kimisi ayaklarına kadar gelen bu büyük ihsânın farkında değildi. Kimileri ise nelerin olup bittiğini görüp anladıkları halde, inâdî bir küfür ile […]

Continue reading »
1 7 8 9 10