YAHYA KEMAL’DEN NÜKTELER

Prof. Dr. Nihat ÖZTOPRAK noztoprak@marmara.edu.tr Tanınmış tezkirecilerimizden Latîfî (ö. 1582), bilge kişilere göre şairlerin vehbî ve kesbî olmak üzere iki kısma ayrıldığını söyler. Allah vergisi şairlik kabiliyeti olanlar vehbî, çalışmayla sonradan kazananlar kesbîdir. Bunların arasında sahte altınla altın, billûrla gevher, sihirle mûcize arasındaki kadar büyük fark vardır. Vehbî şair, yeteneğiyle söyler; kesbî şair ise taklit ve inceleme ile söyler. Büyük […]

Continue reading »

TOPAL TİLKİ AVLANIYOR!

Handenur YÜKSEL İran’ın millî destanı Şeh-name’nin müellifi Firdevsî, 940 yılları civarında İran’ın Tus şehrine bağlı Taberan’da doğdu. Kaynaklarda asıl adının Ahmed yahut Hasan olduğu belirtilir. 980’li yıllarda ünlü Şehname’sini yazmaya başlayan Firdevsî’yi, bu işe kimin teşvik ettiği bilinmemektedir. 15-20 yıl süren uzun bir çalışmanın sonunda bu destanı tamamlayan Firdevsî, eserini zamanın kudretli hükümdarı Gazneli Mahmud’a takdim etti. Ancak, ünlü hükümdar […]

Continue reading »

Ecdadın Eskiyi ve Yeniyi MEZCEDİCİ RÛH VE ANLAYIŞI

Aydın TALAY aydintalay@gmail.com Hiç dikkat ettiniz mi? Özellikle son çeyrek asırdır çok menfî bir uygulama var. Bir evlât babasının kurduğu işletmenin başına geçtiği veya yüksek idarî makamlara yeni biri tayin edildiği zaman her şey sil baştan edilir. Mobilyadan halıya, odanın boyasından tarihî hâtıralara kadar her şey değiştirilir ve bundan çalışanlar da nasibini alır. İster sivil, ister askerî kesimde bu fakir […]

Continue reading »

GELİR…

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) Baş eğmeziz edâniye dünyâ-yı dûn için Allâh’adır tevekkülümüz, îtimâdımız. (Bâkî) Haç saplanan şu toprağa gökten hilâl gelir… Dâvûd’u susturanlara bin bir Bilâl gelir… Bambaşka bir geliş ki bu, simyâyı andırır, Toprak vatan olur, göğe bir başka hâl gelir. Hakkāniyet ki şöyle dedirtir Bizanslıya; «Türk gelsin aksi hâlde haşin kardinal gelir!» Efsâne sanma ey çocuk! Ah sen […]

Continue reading »

RÖPORTAJ Ali HÜSREVOĞLU Kimdir?

1956 Afyonkarahisar/Sandıklı doğumludur. 1974’de hat sanatına başladı. 1979’da Marmara Üniversitesi’ni bitirdi. 1982 yılında büyük üstad Hâmid AYTAÇ merhumdan icazet takdir ve icâzet aldı. 1992’de Medîne-i Münevvere/Mescid-i Nebevî son genişletme projesinin yazılarını Türk milleti adına yazdı. 1993’te eserlerini sergilemeye başladı. Türkiye’nin değişik il ve ilçelerinde 55 kadar şahsî ve karma sergiye katıldı. Hat sanatında âlet, malzeme ve yöntem geliştirdi. Yeni eserler […]

Continue reading »

Âşık Gönüllerin Teselli Yurdu Olan MEDİNE’DEN HÂTIRALAR

İbrahim Hakkı UZUN Derviş Ahmed Peşkârîzâde, hicrî 1206 (milâdî 1791-2) senesinde, Medîne-i Münevvere kadısı Mehmed Atâullah Efendinin maiyetinde bir sene bu mübarek şehirde mücâvir yani Rasûlullâh’a komşu olarak yaşamış bir zattır. Bu süre zarfında; Medîne-i Münevvere ehlinin gelenek ve âdetlerini, Mescid-i Nebevî’de hizmetlerin hangi usûl ve erkân dairesinde yerine getirildiğini anlattığı, yer yer kendi tecrübelerini de aktardığı; «Tayyibetü’l-Ezkâr» isminde bir […]

Continue reading »

Bir Kültür-Medeniyet Adamı KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN

Yılmaz KISA kisayilmaz@hotmail.com Halk içinde mûteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi Saltanat dedikleri ancak cihan gavgāsıdır Olmaya baht u saâdet dünyada vahdet gibi Herkes tarafından ezbere bilinen yukarıdaki mısraların sahibi Kanunî Sultan Süleyman, 12. Osmanlı sultanıdır ve 46 yıl hükümdarlık yapmıştır. Osmanlı Devleti’ne azameti ve haşmeti dolayısıyla «muhteşem» adını veren Avrupalılar, sultanına da […]

Continue reading »

Savaşın Yüz Kızartan Hâtıraları KIRMIZI İZLER

Yard. Doç. Dr. Rıdvan CANIM ridvancanim@mynet.com Cuma namazını Kadı Hasan (Brdo) Camii’nde üst üste denilebilecek kadar kalabalık bir cemaatle kılıyoruz. İmamın Boşnakça-Türkçe-Arapça karışımı okuduğu hutbeyi anlamasak da herkes gibi biz de pür-dikkat dinliyoruz. İmamın üzerinde cübbe gibi herhangi dinî bir kisve yok. Takım elbiseli ve başında kırmızı bir Osmanlı fesi var. Namazdan sonra çıkışta tanıştığım genç İdriz AGOVİÇ’in Türkiye’de Samsun […]

Continue reading »

DÜNYAYA GELDİĞİM GİBİ

Handenur YÜKSEL Milâdî 9. yüzyılda yaşayan ve tasavvuf büyüklerinden olan Mârûf-i Kerhî’nin doğum tarihi belli değildir. İranlı Hıristiyan bir anne ve babanın oğlu olduğu bilinir. Bütün baskılara rağmen Hıristiyanlığı kabullenemez, ailesinden gördüğü şiddetli baskı sonunda evinden ayrılır. Uzun bir yolculuktan sonra Kûfe’ye gelir. Orada ciddî bir tahsil görür. Daha sonra, ehlibeytin büyüklerinden İmâm-ı Ali Rızâ ile tanıştırılan Mâruf, bu zâtın […]

Continue reading »

Kendisini Kitabın Üzerinde Unutan ÂLİM!

Can ALPGÜVENÇ alpguvenc@gmail.com 17. asrın ilim ve kültür hayatına damgasını vuran; eserleriyle İslâm dünyasında olduğu kadar batı dünyasında da büyük takdir toplayan; eserlerinden hayranlık derecesine varan ifadelerle bahsedilen; batının meşhur araştırmacılarından Babinger’in Osmanlıların Suyûtî’si olarak nitelediği; genç denebilecek bir yaşta vefat etmesine rağmen başta Cihannümâ ve Keşfü’z-Zünûn olmak üzere 20’den fazla eser telif eden ünlü bilim adamımız Kâtip Çelebi, 1609 […]

Continue reading »
1 83 84 85 86 87 104