Ayasofya Levhaları Neden İndirildi?

Can ALPGÜVENÇ alpguvenc@gmail.com 27 Ekim 537’de İmparator Justinyanus tarafından muhteşem bir törenle açılan Ayasofya, 916 yıl kilise olarak kullanıldıktan sonra,1453’te Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethiyle camiye dönüştürüldü. Fatih’in, fethin ardından ilk iş olarak Ayasofya’nın tamirini emretmesi dikkat çekicidir. Döneminin en geniş kubbesine sahip olan bu eser, yapıldığı tarihten itibaren asırlar boyunca aralıksız tamir gördü ve yenilendi. Ayasofya’nın Bizans döneminde birçok […]

Continue reading »

Bir Kuru Kavga!

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI Siyaset; insanı ve insanların kurduğu teşkilât ve müesseseleri idare etmek, düzene koymak, çekip çevirmek sanatıdır. Siyaset kelimesinin köklerine baktığımızda ehlîleştirmek, itaat altına almak mânâsında seyislikten istiare edilmiş olduğu yahut güve, küf anlamındaki «sûse»den alındığı bilgilerine ulaşıyoruz. Her hâlükârda siyaset insanları yönetmektir. Seyis nasıl çeşitli tedbirlere başvurarak vahşî bir atı itaatkâr, faydalı bir hâle getirirse, zeki bir siyaset […]

Continue reading »

Yöneticilik Bir Sanattır

Ayla AĞABEGÜM Yönetici dediğimizde aklımıza devlet başkanları, bakanlar, milletvekilleri gelir. Oysa yaşayan her fert bir yöneticidir. Aile içinde evin büyükleri, anne ve babalar aileyi yönetir. Ailedeki çocuklar ve gençler de farkına varmadan aile büyüklerini yönetirler. Duygularını, heyecanlarını, isteklerini; büyüklerini kırmadan uygun zamanı seçerek söylemeleri yavaş yavaş insanları yönetmenin ilk provalarıdır. Arkadaşlarıyla ilişkilerinde uyumlu olanlar, diğerleri farkına varmadan sözlerini dinletirler. «Aile […]

Continue reading »

Mescidlerden Cennet Köşklerine EN GÜZEL HASLET: KULLUK

YAZAR : Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi Cenâb-ı Hak, bizlere meccânen sonsuz nimetler bahşetmiş; «Sayamazsınız!» buyurmuştur. Mukabilinde bizden tek arzusu, güzel bir kul olmamız, onun sonsuz nimetlerine nankörlük etmememiz. Üstelik O’nun bu arzusu da, hakikatte kendi ihtiyacı için değil yine bizlere olan merhametinden dolayı bizim ihtiyaç ve istifademiz, neticede Âdem -aleyhisselâm-’ın yaratıldığı cennet nimetlerine nâil olabilmemiz içindir. Bu çerçevede; Kulluk; hamd, […]

Continue reading »

Rûhî

SABİHA TAK Bağdatlı Rûhî, Dîvan edebiyatının en zirve şahsiyetlerinin yetiştiği bir dönemde; 16’ncı yüzyılda yaşamış bir şairdir. Babası Kanunî’nin Bağdat’ı fethinden sonra buraya yerleşmiş; Rûhî de Bağdat’ta h. 941 (m. 1534-1535) yılında dünyaya gelmiştir. Eğitimini Bağdat’ta tamamlamakla beraber birçok Osmanlı paşasının maiyetinde çalıştığı için hayatı boyunca farklı yerlerde bulunmuştur. Zaten şair seyahat etmekten hoşlanmaktadır. Bağdat civarındaki Necef ve Kerbelâ gibi […]

Continue reading »

Eğitimde Zihniyet Meselesi

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Devleti devam ettirecek, milleti yaşatacak nesillerin her bakımdan mükemmel olarak yetiştirilebilmeleri için; maddî ve mânevî, ne fedakârlıklar yapılsa sezâdır. Tarihte geniş coğrafyalara yayılmış büyük imparatorlukların, onu taşıyacak nesillerin yeterli ihataya sahip olarak yetiştirilememesi veya çeşitli zaaflarla malûl bulunmaları gibi sebeplerle dağılıp gittikleri bilinen bir husustur. Bunun içindir ki; bugünün dünyasında, tarihî hâdiseleri iyi tahlil […]

Continue reading »

Hazret-i Muhammed’in Ayak Bastığı Topraklarda, Busra’dayız…

Rıdvan CANIM ridvancanim@mynet.com Şam’dan ayrılık ne kadar zorsa Busra’ya yolculuk düşüncesi de o kadar heyecan verici… Busra’ya ula¬şabilmek için güneye, Ürdün sınırı¬na doğru yaklaşık 140 kilometrelik bir yol almamız gerekiyor. Ağustos sıcaklarının bütün bütün hüküm sürdüğü şu günlerde uçsuz bucaksız Suriye düzlüklerin¬de zaman zaman sebze ve meyve bahçeleri arasından geçerek suya susayanlar gibi âdeta uçarak yol alıyoruz Busra’ya doğru… Ne […]

Continue reading »

Sen Benim Kardeşimsin!

Hande YÜKSEL İslâm halîfelerinin ikincisi olan Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-, 591’de Mekke’de doğdu. Halîfeliği döneminde Şam, Kudüs, Ürdün, Halep, Antakya ve Mısır’ı İslâm topraklarına katan Halîfe Ömer, Basra şehrini kurdu. İnsanlık âleminde adalet örneği olarak hatırlanan Hazret-i Ömer, halîfeliğin bütün ihtişamına rağmen, sade hayatı tercih etti. Üstün karakterinin izleri, asırları aşarak çağımıza kadar ulaşan bu büyük halîfe, 3 Kasım 644’te, […]

Continue reading »

Rumelihisarı Camii’nde Pop Konseri!

CAN ALPGÜVENÇ Osmanlı Devleti açısından bakıldığında, XV. asrın ortalarındaki askerî ve iktisadî zaruretler, İstanbul’un fethini gerektiriyordu. Bu amacı gerçekleştirmek için de her şeyden önce Boğazlar kapatılmalıydı. Çünkü İstanbul, Karadeniz sahillerinden taşınan gıda malzemesiyle besleniyordu. Ayrıca bu bölgeye hâkim olmak, Osmanlı ordusunun faaliyetlerini güven altına almak, Anadolu’dan istendiği kadar asker, yiyecek ve savaş malzemesinin naklini temin etmek demekti. Bu durum, Anadolu […]

Continue reading »

Hâfız Olmak İsteyen Yok mu?

Yard. Doç. Dr. Ali Osman YÜKSEL Öteden beri, Kamer Sûresi’nde tam dört kez tekrâr eden 17, 22, 32 ve 40’ıncı âyetler dikkatimi çeker. Bu âyetlerin meallerine bakıp, dördünün de hemen aynı olduğunu gördükçe; «bu mealleri hazırlayanlar, kaynaklarda bir tıpkılık görmüşler ki bunu meallerine yansıtmışlar» diye düşünüp-dururdum. Oysa mânâ, açıklayacağımız üzere daha zengindir. Üstad Yahyâ Abdurrazzâk Ğavsânî’nin Keyfe Tahfezu’l-Kur’ân el-Kerîm adındaki […]

Continue reading »
1 90 91 92 93 94 104