Karaköy Camii Nereye Kayboldu

Can ALPGÜVENÇ II. Viyana Kuşatması’nın mağlup kumandanı, Osmanlı Sadrazamı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, 1634’te Merzifon’da doğdu. Vezaret rütbesiyle bir müddet Diyarbekir Beylerbeyliği, ardından dört yıl kaptan-ı deryalık görevinde bulunan paşa, uzun yıllar sadaret kaymakamlığı vazifesinde de bulundu. 1676’da, Fazıl Ahmet Paşa’nın vefatı üzerine sadrazam tayin edilen Merzifonlu, 14 Temmuz 1683’te Viyana önlerine geldi. Uzun süren kuşatma müddetince, menfî olayların birbirlerini […]

Continue reading »

Gönlünüzün Sultanı Kim?

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI Önce gazetede bir haber gördüm. İstanbul’da yapılacak bayanlar dünya tenis şampiyonası için ülkemize gelen bayan tenisçiler, Topkapı Sarayı’nı ziyaret etmişler, kendilerine burada Osmanlı sultanlarının kaftanları giydirilmiş. Hem tuhafıma, hem ağrıma gitti. Kıtalara hükmeden ecdadımızın kaftanlarını bu yabancı kadınlara giydirmenin mantığını da mânâsını da çözemedim. Sonra bir ana caddede bütün direklere asılmış bez afişlerdeki şu ibareye gözüm ilişti: […]

Continue reading »

Ali Emîrî Efendi ve Dünyası

Sabiha TAK Öğreticisi olduğum İSMEK Çalışlar Osmanlıca sınıfı ile birlikte, bu ay mühim bir saha çalışması gerçekleştirdik. Kurs idarecisi İmran GÖKSOY ve hattat Taner KAYGISIZ’ın da katıldığı bu saha çalışmasında Ali Emîrî Efendi ve Dünyası adlı sergiyi gezdik ve yerinde incelemelerde bulunduk. Bu değerli sergi üzerine edindiğim intibaları ve aldığım notları kaleme almayı arzu ettim. Kültür tarihimizin büyük bekçisi Ali […]

Continue reading »

Bana Hep Hasret Düştü

Dr. Abdullah Hikmet ATAN Tarihî eserlerimiz, bizi geçmişimizle buluşturan en mühim malzemelerdir. Cami, tekke, medrese, kervansaray gibi günümüze ulaşabilmiş devasa eserlerin yanı sıra, kadim bir hüsn-i hat levhası, bir elyazması risale, rahleler, tombaklar ve daha niceleri geçmişle aramızda birer köprü vazifesi görürler. Bir bakıma bütün bunlar, bizim tarihe dair hâfızalarımızdır. Bu hâfızamız, bizi biz yapan, ne olduğumuza yönelik değerlerin yer […]

Continue reading »

Türkçenin Uğradığı Yıkımlar

Burhan Cahit ÖZDEMİR «Dil»e verilen önem, en başta, insanın; «nâtık» yani düşünüp ifade eden tek canlı oluşundan kaynaklanır. «Dil her türlü zihnî ve rûhî tezahürlerin kelimeler hâlinde billûrlaşmasıdır. Dil, ilmin ve kültürün de temelini teşkil eder. İnsanın bilgi, kültür ve düşünme kabiliyetinin hududu, bildiği kelimelerin miktarı ile çizilmiştir.(…) Kültür ve medeniyet tarihi incelendiği zaman görülür ki, bütün büyük medeniyetler, bütün […]

Continue reading »

Kaybolan Gerdanlık

Handenur YÜKSEL Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ- 613’te Mekke’de doğdu. İlk halîfe Hazret-i Ebûbekir’in kızıdır, çok küçük yaşta Peygamberimiz Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ile evlendi. Uhud Gazası’nda sırtında su taşıdı, yaralılara baktı. Hazret-i Peygamber’in vefatıyla birlikte on sekiz yaşında dul kaldı. Peygamber eşlerinin başkalarıyla evlenmelerini yasaklayan Kur’ân hükmüne uyarak evlenmedi. Hazret-i Âişe, geceleri namaz kılar, günlerinin çoğunu oruçla geçirirdi. Cömertti, […]

Continue reading »

Valide Turhan Sultan Sebil Kitâbesi

Can ALPGÜVENÇ Yıl 1639. On iki yaşındaki Slâv asıllı küçük bir kız, Rusya içlerine akınlarda bulunan Kırımlı Tatar akıncılarının eline geçti, esir tüccarları tarafından İstanbul’a getirilerek satıldı. Onu on dört yaşındayken tüccardan satın alan Kör Hüseyin Paşa; Osmanlı sarayına, Kösem Sultan’a hediye etti. Valide Sultan da bir müddet sonra kızı, oğlu Sultan İbrahim’e odalık olarak sundu. On beşini henüz bitirmediği […]

Continue reading »

Dünya Nereye

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI Bugün dünyada derece derece artan sıcaklıkla birlikte yeryüzünde hayatiyetin ömrü hakkındaki tahminler de derece derece kısalıyor. Bundan sonra neler yapılacağı bir başka konu. Fakat gelinen noktanın sebeplerine baktığımızda, dünyanın havasını bozan, suyunu kirleten, toprağını çölleştiren, ateşini yükselten hususların, tamamen batı medeniyetinin yan etkilerinden ibaret olduğunu görüyoruz. Bunlar: Şuursuzca tüketim, her ne pahasına olursa olsun kalkınma, fütursuz fen […]

Continue reading »

Milli Birlik ve Din

EMİN IŞIK Din îmandan, îman candan, can vicdandan ayrı değil. Vatan tarihten, tarih sanattan, sanat dilden, dil milletten ayrı değil. Millet; dilin, dinin, sanatın, vatan ve iklimin, tarih ve kaderin hep birlikte yoğurup, meydana getirdiği kültürel varlığın adıdır. Aynı inanç ve değerlerin meydana getirdiği insan kitlesidir. Âdem topraktan yaratıldı. Onun soyundan geldik. Biz de topraktan yaratıldık. Hem bedenimizi teşkil eden […]

Continue reading »

Kamus ve Namus Meselesi

DURSUN GÜRLEK Gazetecisinden bakanına, din görevlisinden sokaktaki vatandaşına, milletvekilinden öğretmenine kadar geniş bir kesim -ne yazık ki- Türkçeyi güzel kullanamıyorlar. Konuşurken kulak zevkimizi dumûra uğratıyorlar. Sadece bununla kalmayıp cehaletlerini de açığa vuruyorlar. Meselâ kültür dünyamızla ilgili kelimeleri ve kavramları birbirine karıştırıyorlar. «Evkaf» kelimesini, «efkaf» diye telâffuz eden vakıf mensuplarına rastlıyoruz. Çemberlitaş’ta, tarihî eserlerden birinin duvarındaki ilânda «kültür» kelimesinin «kultür», «tezhip» […]

Continue reading »
1 93 94 95 96 97 104