ÇARE: BİZ OLMAK!

Yunus Sami EŞMELİ yunussamiesmeli@hotmail.com Nasreddin Hoca bir gün yanına bir çocuk almış. Beraber bir eşek ile yolculuğa çıkmışlar. Hoca yaşlı olduğu için eşeğin üzerinde gidiyor çocuk da peşi sıra yürüyerek geliyormuş. Güzergâhlarındaki bir köyden geçerken ahalinin şöyle söylendiklerini işitmişler: “–Adama bak! Hiç utanmıyor. Zavallı çocuk yürüyerek arkasından zar zor yetişirken kendisi eşeğe binmiş rahatından hiç taviz vermiyor.” Nasreddin Hoca bu […]

Continue reading »

KİM BİR TOPLULUĞUN KARARTISINI ÇOĞALTIRSA!

Raif KOÇAK raifkocak@gmail.com Yaşadığımız dünya; farklı coğrafyalara, geniş sınırlara, uzak mesafelere sahip olmasına rağmen, gelişen teknoloji ve haberleşme ağlarının yaygınlaşması neticesinde, âdeta küçük bir köy mesâbesine geldi. Bunun neticesi olarak; farklı kültür, farklı medeniyet, farklı inanç ve farklı dillere mensup insanlar, sanki aynı apartmanda oturuyormuş gibi yakınlaştılar. Milletler ve medeniyetler; kendilerine ait inanç, kültür, örf ve âdetlerle var olur, vücut […]

Continue reading »

BÜYÜKLERLE BÜYÜMEK

Zahit GENÇ genczahit@gmail.com İnsan; eğitilmeye, öğrenmeye muhtaç bir varlıktır. İnsanın eğitimi aile ocağında başlar, daha sonra kademe kademe okullarda devam eder. Genel olarak eğitim denilince okul düşünülür, eğitimci deyince de muallim akla gelir. Ailenin bir eğitim ocağı olduğunu pek düşünmeyiz ya da önemsemeyiz. Hâlbuki insanın temel düşüncelere sahip olmasına; ahlâk, edep ve karakter olarak yetişmesine dair en sağlam ve kalıcı […]

Continue reading »

BALIK BİLMEZSE HÂLIK BİLİR…

Dr. Halis Ç. DEMİRCAN cetindemircan2@hotmail.com.tr Dünyayı bırak, zira bu dünya senin değildir! Şu an aldığın nefes, senin isteğinle değildir! Dünya malını biriktirdinse mutlu olma! Şu kendisine dayandığın can, senin değildir! (Sultan Veled [Rûhu’l-Beyân’dan]) Ekim ayının başlarıydı, İstanbul Boğazı’nda tam palamut zamanıydı. Balıkçı Rüstem seher vakti Salacak’taki balıkçı barınağından kürek çekerek ayrıldı. Kız Kulesi’nden biraz daha açığa çekilip küreklerini kayığın içine […]

Continue reading »

ATLAR KOŞAR AMA NİYE KOŞTUĞUNU BİLMEZ!

Fahri SARRAFOĞLU sarrafoglufahri@gmail.com Muharrem Bey, İstanbul’un en seçkin veya başka bir tabirle en zengin semtinde oturan bir işadamıydı. Hani eskilerin dediği gibi; «yatı, katı ve adalarda yalısı» olan birisiydi. Eşi ve iki çocuğu ile birlikte yaşıyordu. Gelgelelim ne çocuklar doğru düzgün babalarını görebiliyor ne de karı-koca aynı anda birlikte olabiliyorlardı. Zira ikisinin de işi başından aşkındı. Peki, çocuklar derseniz… Onlar […]

Continue reading »

ZAHMETLE DEĞİŞİR RAHMETİN RENGİ!

Ali AĞIR aliagir70@gmail.com İkindi namazı sonrasıydı. Masasında kitap okuyan Halil İbrahim Hocanın açık olan oda kapısı çaldı. Başını kaldırarak; “–Buyurun!” diye seslendi. İçeriye Mehmet Hoca ve öğrencisi Ömer girdi. Ömer; âdeta Mehmet Hocanın arkasına saklanmış, görünmemek için elinden geleni yapıyordu. Masanın yanına yaklaştıklarında Mehmet Hoca; “–Hocam! Ömer, hâfızlığı bırakmak istiyormuş. Ben birkaç kez konuştum ancak iknâ edemedim. Bir de siz […]

Continue reading »

UNUTMA; RÛHUN, EBEDİYYET DEĞERİNDE!

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Hak goncasının sevgili genci, Şânın, yalınız Hakk’a dilenci! Seçkin ve yiğit cân olarak sen, Bir başkasın insân olarak sen… Ey, arza bahar yüklü tomurcuk, Dallarda çiçekler sana boncuk. Şahsın ile her mevsime şahsın, Kısmet sana gün, sen ki sabahsın. Sensin yedi deryâya şelâle, Yıldız ve hilâldir sana lâle. Dünden bu yarınlar, seni kollar, Bağrında senin, sonsuza […]

Continue reading »

BİZİM ŞAHSİYETİMİZ

SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) Azim, sebat ve hasat, benliğinde üçlü maya, Güneş misâli karakter, nümûne oldu aya. Başak başak bu kemâlâta yaydı seccâde, Öğüttü hamlığı en mûtenâ değirmende. mefâilün / feilâtün / mefâilün / feilün (fa’lün)

Continue reading »

KUR’ÂN’DAN İKTİBAS İLHAMLAR -37- BENZEYEN KALPLER

TÂLÎ (Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI) تَشَابَهَتْ قُلُوبُهُمْ “Bilmeyenler (câhiliyye müşrikleri) dediler ki: «–Allah bizimle konuşmalı veya bize bir âyet (mûcize) gelmeli değil miydi?» Onlardan öncekiler de (ehl-i kitâbın ve diğer devirlerin inkârcıları da) işte tıpkı onların dediklerini demişlerdi. Kalpleri nasıl da birbirine benzedi! Gerçekleri iyice bilmek isteyenlere âyetleri apaçık gösterdik.” (el-Bakara, 118) Değiştirin kavimleri, Asır, devir, isimleri… Kalır değişmeyen durum, Cihanda […]

Continue reading »

LEYLEK

M. Faik GÜNGÖR m.f.g.023@hotmail.com   Öğretmeden uçmayı, avlanmayı yavruya, Sonu geldi baharın, yol göründü leyleğe. Yanlış ile doğrunun, gördüğü aynı rüya; Ayna tuttular «az»a, bol göründü leyleğe, Yüklediler günahı, tek ağızdan feleğe. Halkı selâmlamaya, cambazı zamânenin, Atla gelir yuları, elinde kahramanın. Boğuldu akl-ı selîm, girdabında gümânın; Çürüdü ruh bedende, koku sindi yeleğe, Yüklediler günahı, tek ağızdan feleğe. Güvendiği dağlara kış […]

Continue reading »
1 19 20 21 22 23 93