GECE KALK!

YAZAR : Âdem SARAÇ ademsarac@yyu.edu.tr بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ يَآ اَيُّهَا الْمُزَّمِّلُ! قُمِ اللَّيْلَ اِلَّا قَل۪يلًا؛ نِصْفَهُ اَوِ انْقُصْ مِنْهُ قَل۪يلًا؛ اَوْ زِدْ عَلَيْهِ وَرَتِّلِ الْقُرْآنَ تَرْت۪يلًا. Rahman ve Rahîm olan Allâh’ın adıyla… 1. Ey örtüye bürünen (Rasûl’üm)! 2. Geceleyin biraz uyuduktan sonra kalk! 3. Gecenin yarısında uyanık ol, ya bu miktarı biraz eksilt! 4. Ya da (yarısının üzerine) artır […]

Continue reading »

KURBAN: ÖLÜMÜ GÖZ ÖNÜNDE TUTMAK

YAZAR : H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Kurban Bayramlarında aklıma hep kıyâmet gününe dair o hadîs-i şerif gelir: “Cennet ehli cennete vardığı, cehennem ehli de cehenneme vardığında ölüm alacalı bir koç sûretinde getirilir. Cennetle cehennem arasında yatırılıp kesilir. Sonra bir münâdî; «−Ey cennet ahalisi! Artık ölüm yoktur. Ey cehennem ahalisi! Artık ölüm yoktur!» diye nidâ eder. Bu hâdise sebebiyle cennet ehlinin […]

Continue reading »

Nebevî Bir Haslet: FEDÂKÂRLIK

YAZAR : B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com Raymond ARON; «Sosyalizmin, aydınların afyonu» olduğunu söylüyor. Meseleye umûmî çerçeveden bakılırsa; dünyevî (seküler) cereyanları, «asrımızın afyonu» olarak tavsif etmek mümkün. Çağımızın ruhları yozlaştıran bir vâkıası olan bu marazî hâl; insanlığı, yüce mertebelere kanatlandıran fazîletlerden mahrum bırakıp, cemiyetleri içinden çıkılamaz buhranlara dûçâr kıldı. İçtimâî nizam; mukaddesleri tanımayan, âhiret hesabı olmayan, hikmeti bilmeyen, tefekkür etmeyen «serseri […]

Continue reading »

ÂDETLER, «GERÇEK»YERİNİ BULSUN!

YAZAR : Ahmet ZİYLAN Örf, âdet, töre, gelenek-görenek… Bütün bunlar bir milletin ayırıcı özellikleri… Biz, dînine bugün olduğundan çok daha fazla sahip çıkan bir mâzîden geliyoruz. Ecdadımızın âdet ve gelenekleri ekseriyetle dînimizden kaynaklanıyor, yahut en azından dînimizin kontrolünden geçmiş uygulamalar. Fakat arada kopukluklar olmuş. Harpler, cehâlet, dinden, diyanetten uzaklaşmalar… Bir de zamanın her şeye yansıyan yıpratıcılığı eklenince, bazı âdetlerimiz, konulduğu […]

Continue reading »

BENİ ONUNLA GÖRÜŞTÜRÜN!

YAZAR : Abdullah Mesud HIDIR mahidir@hotmail.com Esas adı Mahmûd olup «Hüdâyî» ismi ve «Azîz» sıfatını sonradan aldı. Hicrî 948 (m. 1541) yılında Koçhisar’da dünyaya geldi. Soyu Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri’ne dayanır ve seyyiddir. Yeşil sarık sarması da bu sebeptendir. İstanbul’da başladığı tahsilini Edirne, Şam ve Mısır’da ikmâl etti. Nâsırzâde Efendi’nin Bursa kadılığına tayininin ardından hocasıyla birlikte Bursa’ya geldi. Oradaki Ferhâdiye Medresesi’nde […]

Continue reading »

Hak Bildiği Yolda Yalnız Gidecek Kadar Cesur Şeyhülislâm MUSTAFA SABRİ EFENDİ

YAZAR : Can ALPGÜVENÇ alpguvenc@gmail.com Birinci Cihan Harbi bitmiş, memleketi batıranlar sonunda kaçıp gitmişlerdi. Meclis kurulduğunda Sultan Vahîdeddin, padişah, ben de şeyhülislâmdım. Padişah, mebuslara hitaben; “Adaletten ayrılmayın, düşmanlıkları silin ve memleketin imarına çalışın!” tarzında bir konuşma yapmışlardı. Bir müddet sonra mebusların çoğu ayrılmış, birkaç arkadaş kalmıştık. Padişah şöyle dedi: “–Harp bitti, bir deve kurban etmeli!” Ben de söz aldım ve […]

Continue reading »

KRİSTOF KOLOMB VE AMERİKA’NIN KEŞFİ

YAZAR : Ahmet MERAL ahmetmeral61@gmail.com Kolomb (1451-1506), İtalya’nın en güzel sahil kentlerinden Cenova’da doğmuş ve gençliği, tutkuyla bağlı olduğu denizlerde ve denizci aileleri arasında geçmişti. Haçlı seferleri sonrasında İtalya liman kentlerinde belirgin bir biçimde artan coğrafî bilgi; denizlere merakı artırmış, deniz ticaretine, bilhassa doğunun zenginliklerine ulaşma arzusunu kamçılamıştı. Öte yandan Portekizli ünlü denizci Prens Henry’nin denizciliğin gelişmesi adına göstermiş olduğu […]

Continue reading »

Hazret-i Peygamber’e Saygısız, Edepsiz ve Densizler Karşısında AHLÂK-I MUSTAFÂ GEREK…

ŞAİR : SEYRÎ (M. Ali EŞMELİ) seyri@seyri.com seyri@yuzaki.com Susar önünde lisanlar, O öyle bülbül ki, Hudâsı seçti, habîb etti, öyle bir gül ki; Görüp de ümmet olan, her rezîl, azîz oldu, Hasım kesilmiş azizlerse, bin beter soldu. Cihanda Hazret-i Ahmed, gönül terâzisidir, Hep O’nda tartılarak, kim nedir, olur zâhir! Ebûbekir gibiler zirveleşti sıddık olup, O zirvesiyle Ömer, kubbe oldu lâyık […]

Continue reading »

ALLAH KİMİ SEVER?

ŞAİR : Bekir İsmet ÇİÇEK bekirismetcicek@gmail.com Seven ve sevilen Vedûd Rabbimiz, Muhabbetten nasîb alanı sever… Sevmeyi de O’na borçlu kalbimiz, Şükran hisleriyle dolanı sever… Temizleyip zâhirini su ile, Bâtınını takvâ duygusu ile, Tevbe edip Allah korkusu ile, Günah kirlerini sileni sever… Sevmez böbürlenen kibre dalanı, Haddini aşanı, fâcir olanı, Sevmez bozguncuyu, sevmez yalanı, Doğrulukta karar kılanı sever… İsraf edenleri sevmem, […]

Continue reading »

SÜKÛT ALTIN DEĞİLDİR

ŞAİR : Ayten DURMUŞ a.durmus@mynet.com Söz ağzında pişenin, boş lâflarından kaçtım, Bana sekînet veren sandığı buldum açtım. O benim üstâdımdır, ben onun öğrencisi, O sözün denizinin zirveleşmiş incisi… Titrerken yalnızlıkta, soğukta kaç gecedir, Rûhumuz çok ıssızdı üşümüştük nicedir… Kaybolduğumuz yerde yakacak tükenince, Kendini ateşledi dönemece gelince. Cana gelmen içindi verilen bunca emek, Ey oğul ayağa kalk, ayağa kalkman gerek!.. Çok […]

Continue reading »
1 158 159 160 161 162 171