ÇAĞIRAYIM MEVLÂ’M SEN’İ!

Sami GÖKSÜN Duâ; Allâh’ın yüceliği karşısında, kulun aczini îtiraf etmesidir. Duâ, kulun yüce yaratıcıdan lütuf ve yardım dilemesidir. Duâ, kulun bütün varlığı ile Allâh’a yönelerek O’ndan istek ve dilekte bulunmasıdır. Kulun bu şekildeki yönelişini Cenâb-ı Hak karşılıksız bırakmamaktadır. Yüce Rabbimiz bu konuda Mü’min Sûresi’nin 60. âyet-i kerîmesinde şöyle buyurmaktadır: “Bana duâ edin duânıza icâbet edeyim.” Yine Bakara Sûresi’nin 152. âyet-i […]

Continue reading »

Cibrîl Hadîsi Işığında; MEDENİYETİMİZİN EĞİTİM ESASLARI

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM Cenâb-ı Allah bizleri, bu dünyaya kendisine kul olmamız için gönderdi. Her şeyden önce vazifemiz Allâh’a güzel bir kul olmaktır. Fakat bir vazifeyi başarabilmemiz için; onunla alâkalı bir ön hazırlığımızın, donanımımızın, bilgimizin ve becerimizin olması lâzım gelir. Bu sebeple güzel bir kulluk için de eğitime ihtiyacımız vardır. “Acaba Allâh’a nasıl kul olabiliriz?” “Allâh’ın bizden istediği vazifeyi nasıl […]

Continue reading »

AKIL, KALP ve DUYULARIMIZ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Dr. Med. Naif ÖZKUL Son zamanlarda gündeme gelen yukarıdaki başlıklı konular hakkındaki görüşlerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Öncelikle aklın, kalbin hattâ beynin ne olup ne olmadığı, işleyişi, fonksiyonları ve merkezinin nerede olduğu tarzındaki sorular hatıra gelmektedir. Zihnin, iradenin, düşünce ve muhakemenin tam olarak nasıl işlediği fizikî şart ve imkânlarla aydınlatılamamış; hâdise, tamamen fizik ötesi bir gerçek kabul edilmiştir. Diğer taraftan beynin […]

Continue reading »

O’NUN TAKDÎRİNE TESLİM OLMALI!

Doç. Dr. Mustafa CANLI canli20@hotmail.com BİR HADİS: عَنْ طَاوُسٍ، أَنَّهُ قَالَ… وَسَمِعْتُ عَبْدَ اللّٰهِ بْنَ عُمَرَ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمَا يَقُولُ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : «كُلُّ شَيْءٍ بِقَدَرٍ… » Tâvus vasıtasıyla… Abdullah bin Ömer -radıyallâhu anhümâ-’dan nakledildiğine göre Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Her şey, bir kadere (bir ölçü ve plâna) göredir…” (Müslim, […]

Continue reading »

178. Sayı TAKDİM

Kıymetli Okuyucularımız, Tasavvuf, Allah Rasûlü ve sahâbenin yaşadığı mâneviyat ve rûhâniyet dolu İslâm. Fakat o İslâm ile yaşanan İslâm vâkıaları (fenomenleri) farklılaşmaya başlayınca, tarihî bir hareket olarak tasavvufun ilk görünüş şekli «zühd» ile oldu. Hep söylenmiştir: Yokluklara karşı sabır imtihanını üst seviyede verebilen müslümanlar, varlıklar karşısında şükür imtihanından aynı muvaffakiyetle çıkamadılar. Zorluklarda daima ruhsatlara sığınmak nasıl kaybettirici ise, genişliklerde mubahların […]

Continue reading »

DÜNYA-ÂHİRET İÇ İÇE

Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI tali@yuzaki.com Son asırlarda gündemimizden hiç düşmeyen dînî ve îmânî meselelerimiz, siyâsî ve içtimâî dertlerimizden ayrı değildir. Onların perde arkasında birbirleriyle ciddî irtibatlarının bulunduğunu söyleyebiliriz. Dünya ve âhiret dengesi mevzuu; sadece nasslar, öğütler ve hayat tarzı çizgisi içinde tartışılmaz. Mevzu hakkında konuşan veya yazanlar, müslümanların son asırlarda yaşadıkları «geri kalmışlık» psikolojisinin tesiri altındadırlar. Bu sebeple; âhiret lehine dünya […]

Continue reading »

ZÜHD ANLAYIŞI ve DÜNYEVÎLEŞME

Nurten Selma ÇEVİKOĞLU nurtencevikoglu@hotmail.com Bu ay birbirine zıt iki anlayışı gündeme getirmektir niyetimiz. Bugün artık hastalık hâline gelmiş olan «dünyevîleşme» ancak «zühd» anlayışına sahip olma ile giderilebileceği için başlığımızı da ona göre attık. Bilindiği üzere «zühd» tasavvufî bir mefhumdur. Hakikî mânâda «zühd»; kişinin eşyaya sahip olmaması değil, eşyanın kişiye sahip olmamasıdır. Yani dünya sevgisinin; kişinin gönlüne girip, ona Allah Teâlâ’yı, […]

Continue reading »

İNSANIN DÜNYA İLE İMTİHANI

B. Cahit ÖZDEMİR bcahit@hotmail.com İnsana, hikmetine binâen; hem dünya, hem de âhiret mekân olarak tahsis buyurulmuştur. Ancak ikāmet müddetleri birisinde ebedî, diğerinde ise onun yanında bir hiç mesâbesinde, bir anlık zaman müddetincedir. İnsana lutfedilen aklın îcâbı odur ki; her birine lâyık olduğu kadar kıymet verile. Buna işaret bâbında, Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz; “Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve […]

Continue reading »

ECDÂDIN «DÜNYA»SI

H. Kübra ERGİN hkubraergin@hotmail.com Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- zamanında, fetihlerle birlikte müslümanların eline geniş imkânlar geçmişti. Nil Nehri’nin taşmasıyla sulanan geniş Mısır arazilerinden, Dımaşk çarşılarından, tarihî ipek ve baharat yollarından bolca vergi geliyordu. Mü’minlerin Emîri; ele geçen bu imkânlardan Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in ezvâc-ı tâhirâtına da pay ayırdı. Hazret-i Âişe Annemiz’in payına da on bin altın düşmüştü. Âişe […]

Continue reading »

SAYISIZ NİMETE, SONSUZ ŞÜKÜR…

M. Ali EŞMELİ seyri@seyri.com – seyri@yuzaki.com Nice insan şu çalkantılı hayat çarşısında ne yana baksa; Yığınla şikâyet edeceği mevzuların ortasında debelenip duruyor. Başlıyor onları tekrar tekrar sayıp dökmeye. Bunaldıkça sayıyor, saydıkça bunalıyor. Eğer çatlayacak olmasa, mayın gibi şikâyetleri o kadar dolduruyor ki kalbine, aman yâ Rabbî! Bazen çatlıyor da. Bu hususta bazen de kuvvetli girdaplara kapılıyor. Bazen kupkuru çöllerde kum […]

Continue reading »
1 30 31 32 33 34 171